Okulda alüminyum zırh giymek hakkında öngöremediğim şeyler vardı. | TED | كان هناك أشياء لم أحسب لها حساباً حول ارتداء زي كامل لدرع من الألمنيوم إلى المدرسة. |
Belki de senden ayrılmalarının gerçek sebebi senden yatakta yapmanı istedikleri şeyler vardı... | Open Subtitles | مثل ربما, السبب الحقيقي لتركهم لإنه كان هناك أشياء يريدونك فعلها في السرير التي كانت |
İstediği bazı şeyler vardı ve ben de ona yardım ettim. | Open Subtitles | كان هناك أشياء أراد أن يفعلها وأنا ساعدته |
Ancak, anlattığı başka bir şeyler de vardı. | TED | ومع ذلك، كان هناك أشياء أكثر تقال. ما الذي كان ذلك بالضبط؟ |
Tommy o hazinede öyle parçalar vardı ki Tanrının kendisi benimle konuştu. | Open Subtitles | (تومي) كان هناك أشياء في تلك الخزينة حسنا ؟ |
Ormanda sadece geceleri ortaya çıkan bir şeyler vardı. | Open Subtitles | كان هناك أشياء في الغابه لا تخرج إلا في الليل فقط |
Daha başka şeyler vardı. | Open Subtitles | كان هناك أشياء أخرى أيضا. |
Özür dilerim Jack! Aklımda başka şeyler vardı. | Open Subtitles | أنا آسف يا (جاك)، كان هناك أشياء آخرى تشغل بالي |
içinde bazı özel şeyler vardı. | Open Subtitles | ولكن كان هناك... أشياء سرية |
Kendimi geleceğe yönelik ayarlamama neden olan şeyler de vardı. | Open Subtitles | كان هناك أشياء لأغير من نفسي فيما بعد |
Kendimi geleceğe yönelik ayarlamama neden olan şeyler de vardı. | Open Subtitles | كان هناك أشياء لأغير من نفسي فيما بعد |
Tommy o hazinede öyle parçalar vardı ki Tanrının kendisi benimle konuştu. | Open Subtitles | (تومي) كان هناك أشياء في تلك الخزينة حسنا ؟ |