O gece orada başka bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر هناك في تلك الليلة |
Seninle konuşmak istediğim başka bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر اردت ان اتحدث اليك عنه |
Canını sıkan başka bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر يُضايقها. |
Seks kasetinde onu sessiz tutacağına emin olduğu bir şey daha var. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر على شريط الجنس ذلك والذي كان على يقين بأنه سيبقيها ملتزمة الصمت |
Eğer istediğin başka bir şey varsa lütfen bana söyle. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء آخر تحتاجه ، أرجو أن أكون على علم به |
Tabii Başka bir şey yoksa Savcı Yardımcısı? | Open Subtitles | إلا لو كان هناك شيء آخر يا مساعد المدعي العام؟ |
- Ama ben başka bir şey olabilir mi diye bakıyordum, | Open Subtitles | ولككني وددت أن أرى اذا كان هناك شيء آخر |
Selefim skopolamin'i deniz tutma ilaçlarından diye düşünmüş, ancak başka bir şey daha var. | Open Subtitles | سلفي أشار إلى الـ"سكوبولامين"، عزى الأمر لأدوية دُوار البحر، ولكن كان هناك شيء آخر. |
Başka bir şey daha var demiştin. | Open Subtitles | قلتِ أنّه كان هناك شيء آخر. |
Eklemek istediğin başka bir şey varsa şimdi tam zamanı. | Open Subtitles | اذا كان هناك شيء آخر تريد إضافته فالآن هو الوقت المناسب |
Bilmem gereken başka bir şey varsa söyle bana. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء آخر يجب أن أعرفه، فقل لي |
Eğer Başka bir şey yoksa? | Open Subtitles | إلا إذا كان هناك شيء آخر |
Başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء آخر... |
Hayır, Baxter'ın vücudundaki alkol seviyesinin nedenini açıklayacak başka bir şey olabilir mi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | كلا، كنتُ أتساءل إن كان هناك شيء آخر قد تسبب بمستوى تسمم الكحول لدى (باكستر)؟ |