| Buraya geldiğim sırada, evden çıkan bir kadın vardı. | Open Subtitles | كان هنالك امرأة تغادر عند وصولي الى بيتك اجعلتك تشعر بالعلو |
| Kahve dükkanında mavi deri ceket giyen bir kadın vardı. | Open Subtitles | كان هنالك امرأة في المقهى ترتدي سترة جلدية زرقاء |
| Bir tek 60'lı yaşlarda bir kadın vardı. | TED | لكن كان هنالك امرأة في الستينات. |
| Bir tane kadın vardı hani, partnerini ısırıp kan çekiyordu. | Open Subtitles | كان هنالك امرأة تلك , اه ... التي قامت بـ عض شريكها و سال دمه |
| Bölüm'den önce, rehabilite merkezinde bir kadın vardı. Adı, Carla'ydı. | Open Subtitles | قبل "الشعبة"، كان هنالك امرأة في بيت إعادة التأهيل، اسمها (كارلا) |
| Bir kadın vardı. | Open Subtitles | كان هنالك امرأة |