Görevde yanımıza atanan topçu ustası, donanmayı çok seven bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هنالك رجلٌ عُيّن معنا رئيس المدفعيّة أحبّ القوات البحريّة |
Bir zamanlar cesur, akıllı ve yakışıklı bir adam vardı... | Open Subtitles | كان يا ما كان، كان هنالك رجلٌ شجاع و ذكي و وسيم... |
Üst yönetim toplantısında bir adam vardı. Gaines'in dairesinde görmüştüm. | Open Subtitles | كان هنالك رجلٌ في إجتماع "الإشراف" تشابكتُ معه في شقة (غينس) |
Dmitri'den önce, Pavel isminde bir adam vardı. | Open Subtitles | قبل (دميتري) كان هنالك رجلٌ إسمه (بافل) |