Şoförün dediğine göre başka bir adam daha varmış. | Open Subtitles | حسناً، السائق قال بأنهُ كان هُناك شخصاً أخر |
Ayrıca gölde boğulan başka bir çocuk daha varmış. | Open Subtitles | و كان هُناك فتى آخر الذي مات غرقاً في هذه البركة هُنا. |
Bence oradaydı. Beni eve götürdü. | Open Subtitles | .أعتقد إنه كان هُناك .لقد اخذني إلى المنزل |
oradaydı. Her seferinde hem de. Tıpkı bu gece burada olduğu gibi. | Open Subtitles | لقد كان هُناك الليلة، في كل مرة سيّان هذه الليلة تمامًا |
O yüzden, yapabileceginiz herhangi bir sey varsa memnun olurum. | Open Subtitles | بوضوح، لو كان هُناك ما بوسعكم فعله، فسأقدّر لكم ذلك. |
Geçmişte büyü ile yapılan düellolar olmuş mu hiç acaba? | Open Subtitles | لقد كُنت أتسائل. هل كان هُناك صراعات سحرية فى الماضي؟ |
"Eğer bir kişi bile bana deli olduğumu söylerse, o kişi bir de bütün o delilerin yanında söylesin." dedi. | Open Subtitles | قالت إذا كان هُناك من سيُخبِرها بأنها مجنونة, فمن الأفضَل له أن يأتى بِمن يقوم بهذا بدلاً من أحد المجانين. |
Dallas'tan olmadığını biliyor ve onun kumar borcu almak için orada olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه ليس من (دالاس)، ولا أعتقد أنّه كان هُناك لجمع دين قمار. |
Üç küçük domuzcuk varmış ve kendilerine ağaç dallarından bir ev yapmışlar. | Open Subtitles | كان هُناك ثلاث خنازير صغيرة صنعوا منزلاً من الأغصان |
Evin dışından atıImış yani arka bahçede ateş eden biri varmış. | Open Subtitles | لقد كانت في مُؤخرة المنزل، ممّا يعني أنّه كان هُناك شخص يُطلق النار من الفناء الخلفي. |
Bir zamanlar tüm kasaba halkına iş veren mutlu bir aile varmış. | Open Subtitles | فى مره كان هُناك قرية بها عائله سعيدة جداً التى تُوظف كل القرويين |
Birisi kraniyotomi gerçekleştiriyormuş. Tavsiyelerime ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | كان هُناك شخص يُجري عمليّة حجّ القِحْف، ولقد احتاج إلى نصيحتي. |
Yanında iki arkadaşı varmış, ikisi de sivil. | Open Subtitles | كان هُناك إثنان من أصدقائه معه كلاهما مدنيان |
Birisi kraniyotomi gerçekleştiriyormuş. Tavsiyelerime ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | كان هُناك شخص يُجري عمليّة حجّ القِحْف، ولقد احتاج إلى نصيحتي. |
Babası beni aldattığı için onu kovduğumda da oradaydı. | Open Subtitles | كان هُناك عندما طردتُ والده من الجناح. عندما ضبطّه وهو يخونني. |
Gözlerimi hiç ayırmadım. oradaydı, birden yok oldu. | Open Subtitles | لم أزح بصري عنه ، في ثانية كان هُناك وفي الثانية التالية إختفى |
Yani, yeğenim oradaydı, uygunsuz hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أعني ، ابن أختى كان هُناك لم يكُن هُناك شيئاً غير مُلائماً |
Eğer bu odada bir katil varsa silahlı çatışma çıksın istemiyoruz. | Open Subtitles | لو كان هُناك قاتل في الغرفة، فلا نودّ المُخاطرة بضربٍ ناري. |
Başka bir silah tesisi varsa onu bulmak ve yok etmek. | Open Subtitles | لو كان هُناك مصنع آخر للأسلحة ، سنبحث عنهُ و ندمّرهُ. |
Bu bebeği kabul etmeniz büyük hata olmuş. Bu insani olmayan şey onun içindeyken sizi kandırabilir. | Open Subtitles | لقد كان هُناك سوء فهم بهذه الدمية الذي من خلاله ظننتم إنها روح غير بشرية تخدعكم. |
Bu ameliyatı 19 kişi olmuş. Ama bizdeki izle eşleşen tek bir kişi var. | Open Subtitles | كان هُناك 19 رجلاً في النظام قد أجرى هذه الجراحة، لكن كان هُناك واحد ندوبه تُطابق |
Artık en az iki kişi olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف الآن أنه كان هُناك اثنان على الأقل. |
Herkesin orada olduğunu söyledin. | Open Subtitles | الجميع كان هُناك , ذلك ما قلتيه |