"كان يأخذني" - Translation from Arabic to Turkish

• götürürdü

Amcam beni işe götürürdü, çünkü beş parasız olduğumu, paraya ihtiyacım olduğunu biliyordu.
كان يأخذني للعمل معه لأنني مفلس، وكان يعلم بأنني في حاجة للمال

Babam Cumartesi sabahları beni YMCA'ya götürürdü.
والدي كان يأخذني إلى النادي صباح كل السبت

Ayda en az bir kere, babam kardeşlerimle beraber bizi beyaz göle götürürdü.
علىالأقلمرةواحدةشهرياً, كان يأخذني أبي أنا و شقيقيّ

Eski erkek arkadaşım ava götürürdü ama ayrıldığımızdan bu yana hiç gitmedim.
صديقي كان يأخذني للصيد لكنّي لم أفعل ذلك منذ أن انفصلنا

Küçükken amcam beni böyle bir yere götürürdü.
يُذكرني بمطعم كان يأخذني عمي إليه عندما كنتُ صغيرة

Sırf paltosunu tutmam için beni beraberinde defalarca şehre götürürdü.
العديد من المرات, كان يأخذني للمدينة فقط لكي أمسك له معطفه

Bana güzel şeyler alır, güzel yerlere götürürdü, ve her zaman bu konularda istekliydi.
كان يشتري أغراض لطيفة، كان يأخذني لأماكن لطيفة وكان دوماً مفعم المشاعر

Geceleri beni çöle götürürdü. Birlikte tarçınlı çay içip, yıldızları sayardık.
كان يأخذني إلى الصحراء ليلا لتناول الشاي بالقرفة وعد النجوم

Bir kaç haftada bir arar ve her yıl babamın ölüm yıldönümünde beni yemeğe götürürdü.
كل بضعة أسابيع يتفقدني وفي ذكرى موت أبي كان يأخذني للغذاء

Genç bir oğlanken beni büyüdüğümüz evin ardındaki göle balık tutmaya götürürdü.
عندما كنت صبياً كان يأخذني لصيد الأسماك في البحيرة خلف المنزل الذي نشأنا فيه و...

Biz küçükken babam, beni ve kardeşimi balık avlamaya oraya götürürdü.
كان يأخذني أبي أنا و أخي للصيد هناك

- Bay Silah'a kulak verin. - Babam eskiden beni poligona götürürdü.
. اصغي للسيد بندقية هنا - . رجلي العجوز كان يأخذني الي ملهي البندقية -

Eskiden ben küçük bir çocukken beni yarışlara götürürdü.
لقد كان يأخذني لحلبات السباق و انا طفل

- Eskiden beni de götürürdü.
كان يأخذني معه -مسرح الولاية ؟

Glory ve beni balığa götürürdü.
كان يأخذني أنا و " قلوريا " للصيد

Beni babam götürürdü.
كان يأخذني والدي للأفلام

Babam beni Port Phillip Körfezi'ne götürürdü.
"والدي كان يأخذني الى ميناء "فيليب باي

Batı Sibirya'da babam bu havada beni ava götürürdü.
في (نوفوسيبيرسك)، والدي كان يأخذني لصيد في هذا الطقس