Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri, kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. | Open Subtitles | كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به |
Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. | Open Subtitles | كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به |
Maybourne Teal'c'in değişmesini umuyordu, ve sen de buna izin verecektin. | Open Subtitles | ميابورن كان يأمل أن يتحولك تيلك , وكنت ستتركه |
- Kalas gibi olursa bunu karıma söylerim. - Bert, sen erkeksin, bilirsin, ne elde etmeyi umdu ki? | Open Subtitles | سأخبر زوجتي عندما تكون كذلك بيرت، ما الذي كان يأمل أن يكسبه؟ |
Montag tüm bunlardan ne umdu? | Open Subtitles | ماذا كان يأمل مونتاج تحصيله من كل هذه المطبوعات؟ |
Kademeli ekonomik reformları için finansal destek umut ediyordu. | Open Subtitles | كان يأمل فى الحصول على دعم أقتصادى للقيام بأعادة الهيكلة التدريجية لأقتصاد بلاده |
Bu duyguların ortak çıkarımıza hizmet etmesini umuyor. | Open Subtitles | كان يأمل أن تعود تلك المشاعر علينا بالفائدة المتبادلة |
San Francisco'ya gidiyordu. Avustralya'ya bilet bulmayı ümit ediyordu. | Open Subtitles | . لقد كان فى طريقة لسان فرانسيسكو . كان يأمل أن يبحر لاستراليا |
Babam lâlelerin beni neşelendireceğini umuyordu. | Open Subtitles | لان والدى كان يأمل بأن القياده فى هذا الطريق ستفرحنى. |
Bıçak kalbine saplanana kadar hakkında yanılmış olmayı umuyordu. | Open Subtitles | إلى لحظةِ دخول السكّين إلى قلبه كان يأمل لو كان مخطئاً بشأنك |
Ama bir kaç albüm ödünç alabiliriz diye umuyordu. Yani hepsi bu mu? | Open Subtitles | لكنه كان يأمل أن نتمكن من استعارت ألبوما أو اثنين |
Herhâlde yanlış duymuş olmayı falan umuyordu. | Open Subtitles | لستُ واثقاً إن كان يأمل لو أنّه سمعها خطأً |
Komut cihazı konusunda onu ikna etmeyi umuyordu. | Open Subtitles | كان يأمل في المساعدة بإقناعه بشأن جهاز التجاوز. |
Akşam yemeği için gelmeyi umuyordu ama telefonda geç kalacağını söyledi. | Open Subtitles | كان يأمل أن يكون هنا لتناول العشاء ولكنه إتصل ليقول أنه سيتأخر قليلاً |
Sanıyorum ki, onu her kim öldürdüyse treninin çarpma etkisiyle gerçek ölüm sebebini gizleyeceğini umuyordu. | Open Subtitles | أظن أنه أياً كان من قتله قد كان يأمل بأن تخفي صدمة القطار السبب الحقيقي للوفاة |
Polonyalılar kendilerini kurtarmayı ve özgür bir Polonya olarak Stalin'le yüzleşmeyi umdu. | Open Subtitles | كان يأمل البولنديون في تحرير أنفسهم ومواجهة ستالين وبولندا مستقلة |
Ama babam daima onun geri dönmesini umdu. | Open Subtitles | لكن والدي كان يأمل دائماً بأنه سيعود للمنزل مجدداً |
NCIS'in sizi alaşağı edeceğini umdu. | Open Subtitles | كان يأمل أن تتمكن الشعبة من الإطاحة بكم. |
Protestan Rodin, bana ilaç veriyor çünkü atölyemi almak için umut besliyor. | Open Subtitles | ذلك البروتستانتي رودان جعلني أستغني عن جرعتي لأنه كان يأمل بأن يرث ورشتي |
Bu işe beraber çalışacağımızı umut ederek ve çözecek enteresan davalar bulurum düşüncesiyle başladı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا لأنه كان يأمل أن نستطيع العمل معاً من جديد ويعتقد أن لديه قضايا مهمة للحل |
Bu nedenle Ajan Gideon yardım davetini kabul etmenizi umuyor. | Open Subtitles | حسنا, لهذا فإن العميل غيديون كان يأمل ان تقبل هذه الدعوة للمساعدة |
San Francisco'ya gidiyordu. Avustralya'ya bilet bulmayı ümit ediyordu. Avustralya mı? | Open Subtitles | . لقد كان فى طريقة لسان فرانسيسكو . كان يأمل أن يبحر لاستراليا |