"كان يجلس" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturuyordu
        
    • oturur
        
    • otururdu
        
    • oturdu
        
    • oturan
        
    • oturuyormuş
        
    • un oturduğu
        
    • oturup
        
    • otururken
        
    • oturuyor muydu
        
    Bu doğruysa, belki de kurban sağ ön koltukta oturuyordu. Open Subtitles فالضحية ربما كان يجلس في مقعد االراكب ماذا يفيدك هذا؟
    2 gün önce o sandalyede kim oturuyordu bilmek ister misin? Open Subtitles أتريد معرفة من كان يجلس على ذلك الكرسي قبل يومين ؟
    Onunla ilk tanıştığımda, büyükannesinin kucağında oturuyordu. TED عندما إلتقيتهم في البداية، كان يجلس في حضن جدته
    Bu onun en sevdiği ağaçmış ve bütün gün gölgesinde oturur çiçekleri koklarmış. Open Subtitles كانت شجرته المفضلة و كان يجلس طوال اليوم تحت ظلالها و يشم الزهور
    Bir adam vardı. Hiç konuşmazdı. Bütün gece bir köşede otururdu. Open Subtitles كان هناك ذلك الرجل، لم يكن ليتكلم أبداً فقط كان يجلس هناك طوال اليوم
    Patronun dizlerinin dibinde oturdu ve aptalca planları çok iyi öğrendi. Open Subtitles لقد كان يجلس عند قدمى الأستاذ وتعلم جيداً كيف يقوم بالتخطيط الأخرس
    Ya da belki de sadece, bir kaya üstünde oturan, gökyüzüne, güneşe ve aya bakan bir yogacıydı. TED أو ربما كان مجرد يوغاني كان يجلس على صخرة، يحدق في النجوم والشمس، والقمر
    Holi'de tam senin arkanda oturuyormuş. Open Subtitles إنه نفس الشخص الذي كان يجلس خلفك في الفندق ذلك اليوم
    Bay Nokes'un oturduğu masaya yaklaştıklarını gördünüz mü? Open Subtitles هل رأيتيهم كما إقتربوا من المنضدة حيث كان يجلس السيد نوكيس؟
    Yanımda oturuyordu. Patlamış mısırımı ona vermiştim. Open Subtitles لقد كان يجلس بجانبى مباشرة أعطيته فشارى ..
    Bu adam, yani Danny, barın sonunda oturuyordu ve kızın geldiğini gördü. Open Subtitles جلست بالقرب من الطاولة ,خلفنا ,تتكلم مع صديقتها هذا الشاب داني كان يجلس في نهاية البار,و شاهدها تدخل الى الداخل
    Belki yolda oturuyordu ve bizim ona çarpmamızı bekliyordu. Open Subtitles لربّما هو كان يجلس في الطريق، ينتظرنا لصدمه
    Arkasında onun yedeği Gherman Titov oturuyordu. Open Subtitles خلفه كان يجلس رائد الفضاء البديل له، غيرمان تيتوف
    Joe Taggart yerde oturuyordu, kafası önünde, su açık. Open Subtitles كان يجلس على الأرض ورأسه للأسفل والمياه تتدفق عليه
    Bu adam tüm yolculuk boyunca business class'in arka sirasinda oturuyordu. Hiç ayaga kalkmadi. Open Subtitles و هذا الرجل كان يجلس في الصف الخلفي لدرجة رجال الأعمال طوال الرحلة.
    Eve geldim ve salonumda oturuyordu. Open Subtitles عندما رجعت للبيت، هو كان يجلس في غرفة جلوسي.
    Bakalım, hız treninde arkamızda kim oturuyordu? Open Subtitles حسناً من الذي كان يجلس خلفنا في الأفعوانية ؟
    Burada arkadaşlarıyla oturur ve onlara aile hikayeleri anlatırdır, herşeyden çok sevdiği ve gurur duyduğu ailesini. Open Subtitles كان يجلس مع أصدقاءه ويتبادلون الحكايات عن عائلته التي أحبها أكثر من أي شيء وكان فخوراً بها للغاية
    Kanepesinde oturur, sürekli sigarasını içerdi. Open Subtitles لقد كان يجلس في الشرفة دائماً ويدخن كثيراً
    İngilizce dersinde yanında otururdu. Open Subtitles أجل , انه الوحيد الذي كان يجلس بجانبك في حصة الانجليزي
    Belki bu yüzden arkaya oturdu. Open Subtitles ربما لهذا السبب كان يجلس في المقعد الخلفي.
    Yokuşta oturan diğer çocuğu çağırdık. Open Subtitles نادينا الولد الآخر، والذي كان يجلس على المنحدر
    Ateş eden de öndeki yolcu koltuğunda oturuyormuş. Open Subtitles والقاتل كان يجلس على المقعد الأمامي هنا
    Royce'un oturduğu bankın karşısında sarı bir topla oynayan küçük bir kız olacaktı. Open Subtitles كانتْ لتلعب بكرة صفراء أمام المقعد الذي كان يجلس عليه (رويس).
    orada oturup televizyon izlemeye başladık, siyah beyaz, ses olmadan Open Subtitles و كان يجلس يشاهد التلفاز و حسب و بدون صوت
    Şu sandalyede otururken ne dediğini hatırlamıyor musun? Open Subtitles ألا تتذكر عندما كان يجلس على ذلك الكرسى : وكان يقول
    Kapıyı açtığınızda çığlık mı atıyordu... yoksa sakince oturuyor muydu? Open Subtitles و عندما فتحت الباب هل كان يصرخ باكيا ام كان يجلس بمنتهي الهدؤ ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more