"كان يحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok severdi
        
    • seviyordu
        
    • bayılırdı
        
    • hoşuna
        
    • sevdiğini
        
    • aşıktı
        
    • seviyor
        
    • sevdiği
        
    • sevmişti
        
    • çok seviyormuş
        
    • yapmayı severdi
        
    Yunan mitolojisi. Gölde kendi yansımasını izlemeyi çok severdi. Open Subtitles عالم يونانى كان يحب ان ينظر لنفسة كثيرا فى البركة
    - Harry genç iken, fıstık ezmesini çok severdi. Hepsini yer bitirirdi. Open Subtitles عندما كان هاري صغيرا كان يحب زبدة الفستق
    Her gün saatlerce golf oynamayı çok severdi... ve beni ofisinde bıraktığında bazı tıbbi operasyonları gerçekleştirmek zorunda kalırdım. Open Subtitles كان يحب لعبة الغولف، لساعات يومياً وكنت أؤدي إجراءات طبية، حينما كان يتركني في المكتب
    Bir sürü Aqua Teen Hunger Force bir adam, -çoğu erkekti zaten- sarı kapşonlu bir pelerin giymeyi seviyordu Open Subtitles الكثير من الشخصيات الكرتونية كان هناك هذا الشاب كان معظمهم شباب كان يحب أن يرتدي لباس أصفر بغطاء رأس
    Hatırlasana, okumaya bayılırdı, nükleer bir savaş vardı ve hiç bir dostu yoktu, aşağıda kütüphanenin bodrumundaydı. Open Subtitles تذكر، كان يحب القراءة، وقد كان هناك حرب نووية، ولم يكن لديه أصدقاء في أي مكان، وقد نزل إلى القبو في المكتبة.
    Şimdi de diyorsun ki-- Öyleydi! Her şeye rağmen benimle dans etmek hoşuna gitti. Open Subtitles لقد فعل ذلك ، على أى حال إنه كان يحب الرقص معى و قد رقص معى
    Annem, zayıf büyük göğüslü ve tepeden aşağıya "Selam" diyen kadınları sevdiğini anlatırdı. Open Subtitles ماما اخبرتني أنه كان يحب النساء النحيفات صاحبات الأثداء التي تنتصب وتقول هاللو
    Babam sosları çok severdi, özellikle köfteyle yerdi. Open Subtitles والدي كان يحب الصلصات، ودائما كانت مع الزلابية.
    Matematiği ve bilimi benim kadar çok severdi. Open Subtitles و كان يحب الرياضيات و العلوم بقد ما أحبها انا أيضا.
    Aç değilim, baba. Harry genç iken, fıstık ezmesini çok severdi. Open Subtitles عندما كان هاري صغيرا كان يحب زبدة الفستق
    En önemli kısmı da, kaplumbağasını çok severdi. Open Subtitles الجزء الأكثر أهمية هو، كان يحب هذه السلاحف.
    Evet ya, Toby de yaprak toplamayı çok severdi eskiden, değil mi Tobe? Open Subtitles اوه نعم توبي كان يحب جمع الاوراق اليس كذلك , توبي ؟
    Ama avcılığı çok severdi, bu yüzden silahta düzenlemeler yapıldı. Open Subtitles لكنه كان يحب الصيد لذا وجب إجراء بعض التعديلات.
    Sör Charles bu işi yapmayı çok severdi, biliyor musun? Evet. Open Subtitles هل تعرف أن سير " تشارلز " العزيز كان يحب أن يفعل ذلك
    Kendine has mizahına uygun bir şekilde aynı zamanda oya işi yapmayı seviyordu. Örgü örmeyi seviyordu. TED كان متصالحٌ جداً مع دواخله .. ايضا كان يحب التطريز بالابر .. كان يحب الخياطة ..
    Zamanda askıya alınmış böyle anların kırılganlığını seviyordu. Open Subtitles كان يحب هَشَاشَة تلك اللحظات المعلقة بالزمن,
    İlk kocam... neyse zaten tek kocam oydu, bowlinge bayılırdı. Open Subtitles زوجي الأول, أعني زوجي الوحيد كان يحب البولينغ.
    Karısının her mevsim dönümünde manzarayı ona anlatması hoşuna giderdi. Open Subtitles كان يحب ان تصفها له خاصة كلما تغيرت الفصول
    Babasını sevdiğini biliyorum ama bugüne kadar bir kez bile ağlarken görmedim. Open Subtitles أعلم أن جو كان يحب والده لكن إلى يومنا هذا لا أعلم إن كان بكي أم لا
    Ne yazık ki o, Marie adlı, dişleri seninkilere benzeyen bir kıza aşıktı. Open Subtitles لسوء الحظ كان يحب فتاة إسمها ـ(ماري)ـ لديها أسنانك
    Yani, eskiden aksiyon filmleri severdi, fakat simdi belgesel seviyor. Open Subtitles أقصد، أنه كان يحب أفلام الأكشن و الآن أصبح يحب الوثائقيات
    Böylece giysilerini çıkarttık ve sen, koçun hep sevdiği hıçrıkan köpek yavrusu sesini çıkarttın. Open Subtitles ثم خلعنا ملابس وفعلنا اصوات الجراء الصغيرة الكابتين كان يحب ذالك
    Sadece buraya geldik çünkü... Tommy çok sevmişti. Open Subtitles كنا نأتي لأن ابننا تومي كان يحب هذا المكان جداً
    Haşlanmış yer fıstığını çok seviyormuş ve bunun sebebi olduğunu sanmıyoruz. Open Subtitles أبي كان يحب الفول السوداني المسلوق ولكننا لا نعتقد أن هذا هو السبب وراء ذلك.
    Martin oldukça mutlu bir çocuktu, spor yapmayı severdi. Open Subtitles مارتن كان طفلاً سعيداً جداً، كان يحب الرّياضة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more