"كان يحمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • taşıyordu
        
    • Üzerinde
        
    • elinde
        
    • varmış
        
    • taşıdığını
        
    • taşıyor
        
    • taşıyorsa
        
    • tuttuğunu
        
    Bu adamı oldukça net hatırlıyorum... çünkü, kahverengi deri bir bavul taşıyordu. Open Subtitles انا اتذكر هذا الرجل بهذا الوضوح لأنه كان يحمل حقيبة جلدية بنية
    Demek istediğim, meşaleyi o taşıyordu, ...ama o meşale artık söndürüldü. Open Subtitles أعني بالتأكيد أنّه كان يحمل الشعلة لها لكن الشعلة تلك انطفأت
    Çocuğa Üzerinde uyuşturucu bulunup bulunmadığını veya izin belgesi olup olmadığını sordu. TED وسأل الطفل فيما إذا كان يحمل أية مخدرات أو فيما لو كان يحمل رخصة.
    Orada da elinde bir bavulda... 75 kilo toz taşıyan... Open Subtitles الذى اصطدم بيه مستر تراهن هناك الذى كان يحمل شنطه
    İkisinin de kafaları kıyakmış. Adamın kolunun altında bir çift elin resmedildiği bir tablo varmış. Open Subtitles كلاهما متوسط الطول, الرجل كان يحمل تحت ذراعية لوحة لزوج من الأيدى,
    'Ta ki gözcü, adamın ceset gibi bir şey taşıdığını hatırlayana kadar.' Open Subtitles حتى تذكر الحارس ان رجلا كان يحمل شيئا كأنه جثة
    Peki içlerinden herhangi biri kartopu haricinde bir şey taşıyor muydu? Open Subtitles واي منهم كان يحمل أي شيء ما عدا كرات الثلج ؟
    Bizde gülümseyen biri tercih edilir, özellikle de silah taşıyorsa. Open Subtitles نحن نفضل الشخص الذي يبتسم .لنا خاصة إذا كان يحمل مسدساً
    Tetiği çeken aktör gerçek bir silah tuttuğunu hiç fark etmediğini söylüyor. Open Subtitles من المبين أن الممثل الذي سحب الزناد لم يملك أدنى فكرة عن أنه كان يحمل سلاحاً حقيقياً
    "Meslek sahibi vatandaş" vekiliniz onu bulduğumuzda 10 bin dolar değerinde silah taşıyordu. Open Subtitles موكلك المكتسب للمواطنة كان يحمل مسدس بـ 10 آلاف دولار عند القبض عليه
    Onu neredeyse yakaladığımda, aynı böyleydi, ve aynı kılıcı taşıyordu. Open Subtitles آخر مرّة كدت فيها أن أقبض عليه ظهر بنفس الشكل و كان يحمل نفس السيف
    Omuzunda da 8 taşıyordu. Open Subtitles والدى كان فى مقر القيادة و كان يحمل على كتفه
    Paris'te gördüğüm her kız bundan taşıyordu. Open Subtitles رأيت كل فتاة في باريس كان يحمل واحدة من هذه.
    Bu yeğen Üzerinde 5000 dolar taşıyordu. Open Subtitles ابن شقيقهِ هذا كان يحمل معهُ 5000 الآلاف دولار
    Tesadüf eseri Michael Tandino'nun da öldürüldüğü sırada Üzerinde bunun gibi tahviller vardı. Open Subtitles وصديقي "مايكل" كان يحمل نفس هذه السندات ، بالتزامن "مع مقتله في "ديترويت
    Kurbanın Üzerinde kimlik yoktu ama sizin adınız ve adresinizin yazılı olduğu bu kâğıt parçası elindeydi. Open Subtitles الضحية ليس لديها تعريف لكنه كان يحمل هذه الورقة عليها إسمك وعنوانك
    Üzerinde 20.000 dolar nakit bulduk hepimizin bildiği bir uyuşuturucu satıcısıyla görüştükten hemen sonra. Open Subtitles كان يحمل 20 ألف دولار نقداً سلّمه إياها من مشروع برج مشبوه معروف بترويج المخدرات
    İmgelemde, elinde bir alet tutuyordu. Alet verici gibi bir şeydi. Open Subtitles في الرؤيـة، كان يحمل جهازاً بدا كجهاز إرسال من نوع ما
    elinde 20 kiloluk bir çocuk varken çok yüksek bir mesafe. Open Subtitles مسافة عالية للأسفل خصوصاً إن كان يحمل طفلاً يزن 50 رطلاً
    O sırada tesadüfen Üzerinde silah varmış olayına, inanmıyorum. Open Subtitles فقد صدف أنه كان يحمل مسدسه، وهذا ما لا أصدقه
    Geçen sefer manyağın elinde samuray kılıcı varmış. Open Subtitles لاخر مرة, هذا المجنون كان يحمل سيف الساموراى
    O kocaman defteri niye taşıdığını sanıyorsun? Open Subtitles لماذا تعتقدين أنه كان يحمل تلك المفكرة الكبيرة برأيك?
    Kendi yarattığı bir virüs taşıyor - Chimera, ve o virüsün ilacı, Bellerophon. Open Subtitles كان يحمل الفيروس الذي صنعه الكميرا والمضاد له البلروفون
    Mantıklı bir soru eğer radyasyon gönderen bir obje taşıyorsa Teslaları kullanabilir miyiz? Open Subtitles سؤال منطقي اذا كان يحمل قطعة أثرية تُطلق إشعاعاً هل نُخاطر بمسدسات التِسلا ؟
    Fincanı ne kadar uzun ağzında tuttuğunu görüyor musunuz? Open Subtitles أترون لكم من الوقت كان يحمل كوب القهوة أمام فمه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more