Belki de çocuk saklanıyordu ve senden de korktuğu için... ses çıkarmadı. | Open Subtitles | أو ربما كان يختبئ خائفاً منك حتى أنه لم يناديك |
Lavabonun altında saklanıyordu. Erkek arkadaşı da onu aramaya devam etti. | Open Subtitles | كان يختبئ تحت المغسلة والرجل تابع البحث عنه |
Efendim, bu eşkıya çalılarda saklanıyordu. | Open Subtitles | سيدي لقد كان يختبئ بين الاشجار |
Son 6 yıldır nerede saklanıyormuş? | Open Subtitles | كيف لهذا أن يكون صحيحاً أين كان يختبئ طوال الست سنوات الماضية؟ |
Bir kerede sayıma katılmamış. Çünkü bir daha dövülmemek için saklanıyormuş. | Open Subtitles | لقد نسيوا عدّه ذات مرّة أيضاً، لأنّه كان يختبئ ممّن كان يُشبعه ضرباً. |
Bakalım sıçanımız nerede saklanıyormuş? | Open Subtitles | دعونا نرى اين كان يختبئ هذا الفأر. |
Francis Maguire kilisenizde mi saklanıyor? | Open Subtitles | هل فرانسيس ماغواير كان يختبئ في كنيستك ؟ |
katilin burada tünelin sonunda saklandığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أن القاتل كان يختبئ فى نهاية هذا النفق هناك |
Bu suç dehası nerede saklanıyordu peki? | Open Subtitles | وأين كان يختبئ هذا العقل الإجرامي؟ |
Bütün haftadır bir patates ambarında saklanıyordu. | Open Subtitles | كان يختبئ فى مخزن البطاطا طوال الاسبوع |
Her şeyi gördüğü gölgelerde saklanıyordu. | Open Subtitles | كان يختبئ بالظلمات، لقد رأى أشياء |
- Koltuğun altında saklanıyordu. | Open Subtitles | كان يختبئ تحت الكنبه |
Yakınımdaki ağacın arkasında saklanıyordu. | Open Subtitles | كان يختبئ خلف شجرة بالقرب مني |
Yoksa hep burada mı saklanıyordu? | Open Subtitles | هل كان يختبئ هنا طوال الوقت؟ |
Sonunda izini bulduk. Los Angeles'ta halk içinde saklanıyormuş. | Open Subtitles | تعقبناه أخيراً بينما كان يختبئ أمام أعيننا في "لوس أنجلوس" |
Bu da demek oluyor ki birileri saklanıyormuş. | Open Subtitles | هذا قد يقترح أن أحدهم كان يختبئ |
Bir çöp tenekesinin arkasında saklanıyormuş. | Open Subtitles | كان يختبئ خلف قمامة. |
John saklanıyormuş, babam da yemmiş. | Open Subtitles | , جون) كان يختبئ منتظراً) و والدي كان الطعم |
Burada saklanıyormuş demek ki... | Open Subtitles | ... لا بد من أنه كان يختبئ هنا |
Ağacın birinde saklanıyormuş. | Open Subtitles | كان يختبئ فوق شجره |
Hissediyorum, ve son bir kaç haftadır birileri arka bahçede saklanıyor. | Open Subtitles | أستطيع أن أشعر به, ومن ثم شخص ما في الأسابيع القليلة الماضية كان يختبئ بالفناء الخلفي |
Donaldson Tanrı'nın yerinde saklandığını söylemişti. | Open Subtitles | دونالدسون لم نقول كان يختبئ في مكان الله. |