"كان ينبغي أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekirdi
        
    • gerekiyordu
        
    • gerektiğini
        
    • gereken
        
    • etmeliydim
        
    • keşke
        
    • olmalıydım
        
    • lazımdı
        
    • olmalıydı
        
    Hepsi bir hataydı; hiç olmamış olması gerekirdi ama oldu. TED كان خطأ برمته؛ كان ينبغي أن لا يحدث أبدا.
    Hepiniz korkaksınız. Asılmanız gerekirdi. Open Subtitles انهم جميعا جبناء كان ينبغي أن يكونو مشنوقين
    Barnsby'nin gelmiş olması gerekirdi. Hangi cehennemde acaba? Open Subtitles كان ينبغي أن يكون بيرنسبى هنا الآن أين هو ؟
    Mükemmel Pepsiler'i aramanız gerekiyordu." TED كان ينبغي أن تبحثوا عن أفضل تركيبات للبيبسي
    Naghma'nın babasının, komşunun ve oğlunun kabul etmesi gerekiyordu. TED كان ينبغي أن يوافق والد نغمة، كان ينبغي أن يوافق الجار، و كان ينبغي أن يوافق ابنه.
    Bana inanman gerektiğini, ama baştan başlamak için artık çok geç olduğunu? Open Subtitles وكم كان ينبغي أن تُؤمن بي، ولم ينتهي الوقت للبدء من جديد؟
    İnşa edilmesi gereken bir sürü şey var. Open Subtitles ما كان ينبغي أن أتذكر الكثير من الأمور أنا أسفة
    Üzgünüm, anneciğim. Senin dediğin gibi sürüyü takip etmeliydim. Open Subtitles آسفة أمي ، كان ينبغي أن اماشي الناس كما نصحتني
    Herifin Amerika'ya adım atar atmaz hainlikle suçlanması gerekirdi. Open Subtitles النذل .. كان ينبغي أن يحاكم باعتباره خائنا عندا بمجرد النزول من القارب
    Bunu, senin çok daha önce yapman gerekirdi, Don Christobal. Open Subtitles كان ينبغي أن تفعل المثل منذ زمن طويل يا دون كريستوبال
    Seni onların üstüne yollamalıydım Bunu yapmam gerekirdi. Open Subtitles كان ينبغي أن أجعلك تجلسين معهم كان هذا ما كان يجب أن أفعله
    - Öz güdüm operasyonu nedir? - Benim suçum. Söylemem gerekirdi. Open Subtitles ما معني عملية موجهة لقد كان خطأي , كان ينبغي أن أوضح
    Benim de onlarla mezun olmam gerekirdi. Open Subtitles أنا كان ينبغي أن يكون جزءا من تلك الفئة.
    İtiraz ediyorum, dava ile ilgili delillerin önceden bize bildirilmesi gerekirdi Open Subtitles إعتراض. أي شيء متصل بهذه القضية كان ينبغي أن يسلم لنا قبل الأستماع
    O X-box şakasını yapmadan önce etrafta piliç olup olmadığını kontrol etmem gerekiyordu. Open Subtitles كان ينبغي أن أنتظر حتى يحين وقت قول الطرفة عن الفتاة مع جهاز الأكس بوكس ، هل عرفت؟
    Bombanın 4 dakika önce patlaması gerekiyordu. Manhattan'ın herhangi bir yerinde patlama olduğuna dair bir raporlama yok. Open Subtitles كان ينبغي أن تنفجر القنبلة قبل 4 دقائق لا توجد تقارير عن انفجار بأي مكان بالجزيرة
    Bunun çocuk oyuncağı gibi olması gerekiyordu. Open Subtitles كان ينبغي أن يكون الأمر كإطلاق السمك في برميل.
    The New York Mets, ama Nationals'da olmam gerektiğini söyledi. Open Subtitles نيويورك ميتس، لكنه قال انه كان ينبغي أن يكون وطني.
    Ve ona belki de söylememem gereken şeyler söyledim. Ben sadece... Open Subtitles وقلت بعض الأشياء له ربما ما كان ينبغي أن أقولها.
    Kargocuya yaptığın bu numarayı bana da yapacağını tahmin etmeliydim. Open Subtitles كان ينبغي أن أتوقع حدوث هذا بعد أن فعلتها في رجل التوصيل.
    keşke dinden söz etmeseydim, bu konuda hassas herhalde. Open Subtitles لابد أنها حساسة لهذه الأمور ما كان ينبغي أن أحدثها عن الدين
    Üzgünüm Ned. Bu helikopteri 10 sene önce çöpe atmış olmalıydım. Open Subtitles آسف يا نيد كان ينبغي أن أعتني بها قبل عشر سنين
    Seni uyarmam lazımdı aslında, yani tasmanın uç noktasındayız. Open Subtitles كان ينبغي أن أحذرك ولكننا , على حافة الحدود المخصصة لك بعدم تجاوزها
    Bu macerada o da bizimle olmalıydı. TED كان ينبغي أن يكون معنا في هذه المغامرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more