"كان يُفترض أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olman gerekiyordu
• lazımdı
• olmaması gerekiyordu
• olmalıydı
• olmalıydım

Beni seviyor olman gerekiyordu, öyle değil mi?
كان يُفترض أن تحبيني، أليس كذلك؟

Senin iyi adam olman gerekiyordu, kahraman olman.
كان يُفترض أن تكون الشخص الصالح، البطل.

Yarım milenyumdur bunu sana söylüyorum sadece benim olmam lazımdı.
وكما أخبرتكِ طوال 500 عام، كان يُفترض أن أكون الوحيد.

Bugün işbaşı yapması lazımdı ama kendini isyanın ortasında buldu.
كان يُفترض أن يباشر عمله هذا الصباح بالذات، لكن الشغب داهمه وخدعكم

Larry ve Donna'nın sonunun bu olmaması gerekiyordu.
ما كان يُفترض أن ينتهي هكذا لــ لاري و دونا

Orada kimsenin olmaması gerekiyordu. Bu bir kazaydı.
لا أحد كان يُفترض أن يكون هناك.

Bu işler dün bitmiş olmalıydı, insanlar gelip işlerini soruyorlar ve hiç biri bitmemiş.
كان يُفترض أن تُنهي الأعمال البارحة سيأتي الأشخاص وسيطالبون بطلبياتهم ولم تقم بشيء

Çok üzgünüm, haklısın orada olmalıydım, merak etme artık hep yanında olacağım.
أنا آسف، كان يُفترض أن أتواجد لك وسوف أفعل.

Ona göz kulak olman gerekiyordu.
كان يُفترض أن تُراقبه.

Birbirimize arka çıkmamız lazımdı ama ben onu yüzüstü bıraktım.
كان يُفترض أن نعتني ببعضنا البعض، لكنني خذلتها

- Öyle olması lazımdı ama programımı bu kadar yakından takip ettiğini bilmiyordum.
-أجل كان يُفترض أن يكون، لكنّي لم أدرك أنّكِ كُنتِ تتابعين جدولي بشكل وثيق

Uzun zaman önce ölmüş olmanız lazımdı.
كان يُفترض أن تكون ميتاً منذ زمن طويل.

Bu kadar zor olmaması gerekiyordu.
-ما كان يُفترض أن يكون الأمر بهذه الصُعوبة .

Bir tek çizik bile olmaması gerekiyordu.
كان يُفترض أن يُترك بلا خدش.

Billy Koss'tan haberin olmaması gerekiyordu.
ما كان يُفترض أن تعرف بأمر (بيلي كوس).

Hepsi benim olmalıydı, karısı hariç.
،كل ذلك كان يُفترض أن يكون لي ما عدا الزوجة

Son görevi de saatler öncesinde bitmiş olmalıydı.
ومهمّته الأخيرة كان يُفترض أن تنتهي قبل ساعات عدّة.

Bazılarınızın bildiği üzere burada erkek arkadaşım Jake Fitzgerald ile beraber duruyor olmalıydım.
البعضمنكمعلىالأرجحيعرف أنني .. كان يُفترض أن أكون هنا الليلة (مع صاحبي، (چايك فيتزجرالد.

Üzgünüm. Orada olmalıydım.
أنا آسف، كان يُفترض أن أتواجد لك