| Geçen ay, bir saatte Cahill Metal'den 2 milyon$ yaptım. | Open Subtitles | الشهر الماضي، جنيت 2 مليون دولار من شركة كاهيل للمعادن |
| ARPA'da çalışan D. Cahill isimli bir mühendis var. | Open Subtitles | هناك رجل اسمه دنيس كاهيل مهندس في وكالة البحوث والمشاريع النتقدمة |
| Bay Cahill Remora'nın 747'le çalışabileceğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | سيد كاهيل هل تقصد ان رومورا يمكنها ان تعمل على طائرة 747 |
| Dixon, Weiss'la, Nancy Cahill'in son günlerini araştırın. | Open Subtitles | لذا، ديكسن، تأخذ ويس. تتبّع ثانية أيام نانسي كاهيل النهائية. |
| Jason Cahill ne tür bir ilaca maruz kaldıysa kalsın, ısırarak Sydney'ye geçiremezdi. | Open Subtitles | مهما يخدّر جيسن كاهيل لربما عرّض إلى، هو لم يكن ممكننا أن يرسله إلى سدني بكبحها. |
| Cahill'lerin ikisi de geçen ay Amsterdam dışına çıkmamış. | Open Subtitles | لا كاهيل سافر خارج أمستردام في الشهر الماضي. |
| Cahill'in bilgisayarının hafızası silinmiş ama belki dosyaların üstüne yazılmamıştır. | Open Subtitles | الآن، بقدر ما حاسوب كاهيل النقال، قرصها الصلب محى، لكنّه محتمل الملفات لم يعد كتابة بالكامل. |
| Cahill'in belgelerini düşünmek bile başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | صحف كاهيل. فقط يفكّر بشأنهم أذى رأسي طرازات. |
| ...kayıtlarına göre Jason Cahill'in Bükreş'te bir görüşmesi varmış. | Open Subtitles | طبقا لسجلاتهم، جيسن كاهيل له الإجتماع حدّد لبوخارست. |
| Kont, Cahill'in belgelerinde birkaç yerde geçiyor. | Open Subtitles | إنّ الإحصاء مذكور عدّة مرات في صحف كاهيل. |
| Cahill, Gece Manzarası'nın Doğu Bloğunda geliştirildiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول كاهيل موسيقى هادئة متطور في الكتلة الشرقية. |
| Şaşırmadın. Cahill'in Gece Manzarası yüzünden öldüğünü söylediğimde şaşırmadın. | Open Subtitles | أنت لم تفاجئ متى أخبرتك كاهيل مات من الموسيقى الهادئة. |
| Steve Cahill, dünyanın dört bir yanında kötülere aracılık eden pislik herifin teki. | Open Subtitles | ستيف كاهيل ، منحط هو يعمل كوسيط للمجرمين في أنحاء العالم |
| Nasıl olsa sorguda Bay Cahill'e bunların hepsini soracaklar. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين مستجوبونا سوف يسألون السيد كاهيل عن ذلك |
| Bu işten hep beraber sıyrılamazsak Cahill, olan olacak her türlü. | Open Subtitles | أيا يكن كاهيل سوف يحدث إلا إذا خرجنا منها جميعا |
| Cahill'in teknesinin burada olduğunu anladıkları an, bir şeyler döndüğünü fark edeceklerdir. | Open Subtitles | حالما المرتزقة يجدون قارب كاهيل لا يزال موجودا سوف يعرفون أن شيئا طرأ |
| Çanak küle döndü; askerler Cahill'in tekneyi buldu. | Open Subtitles | طبق الارسال احترق ، ولكنهم وجدو قارب كاهيل |
| Ödemeyi yapan şirket ile ilgili olarak Cahill ne biliyorsa öğrendim. | Open Subtitles | تلقيت ماذا يعرف كاهيل عن الشركة التي تدفع لكل هذا |
| Bay Cahill'in başkaları için mi yoksa kendi hesabına mı çalışıp çalışmadığını öğrenene kadar tüm telsiz frekanslarının ifşa olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | الان ، حتى نكتشف سواء كان السيد كاهيل كان يعمل لوحده أم لا سنفترض أن أجهزة مذياعنا مخترقة |
| Cahill'in arkası sağlam birisine çalıştığını varsayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفترض أن كاهيل يعمل مع شخص ، شخص بمهارات |
| Cathal'ı yatırmana yardım edeyim. | Open Subtitles | مهلاً، سأساعدك في تنويم (كاهيل). |