düğün alayı yavaşça geldiğinde bir hüzün denizi kaplar gözlerini. | Open Subtitles | "حينما وصل موكب زفافها" "ببطئ. كبحر من الحزن" |
Bir vahşi kor halindeki gaz denizi. | Open Subtitles | إنها كبحر مضطرب وهائج من الغازات |
Bir iç denizi andıran Malawi bile dünyanın en büyük gölü yanında, küçük kalır. | Open Subtitles | "مالاوي" قد تبدو كبحر داخلي... لكنهاكالقزمبالنسبةلأكبربحيرةفيالعالم : |
Kişisel çıkarın kudurmuş bir deniz olduğu öğretilmekteydi, ebedi lanetlenme için emin bir yol olduğu kesindi. | TED | عٌلموا ان العائد الشخصي كبحر هائج الذي كان طريق مؤكد للهلاك الابدي |
Üçüncüsü ise sessiz bir deniz kadar durgundu. | Open Subtitles | والثالثة وقفت ساكنة كبحر هاديء |
Kuşlar, çiçekler ve huzursuz bir deniz gibi ağaçların arasından esip geçen rüzgar arasında evimde gibiyim. | Open Subtitles | بين الطيور و الأزهار... و السحب التي تتحرك... خلف الأشجار كبحر ممتد؟ |