Bunun anlamı benim şirketim için büyük risk teşkil ediyorsun demektir | Open Subtitles | هذا يعني أنك تمثل خطراً كبيراً على شركتي |
Ama, hayır, dik yürümemiz gerekiyordu bu da bebeğin kafasının annenin kalçaları için büyük olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | ...ولكن لا يجب أن نقفَ مستقيمين مما يعني أنّ رأسَ الطفلةِ كان كبيراً على أردافِ الأم، وبالمناسبة |
Daha çok insanın ölme riski olduğunun farkındaydık çünkü Al Dasari Birleşik Devletler için büyük bir tehlikeydi. | Open Subtitles | وكنا ننوي للمخاطرة بوفيات أكثر لأن " الدوسري " كان خطراً كبيراً على البلاد |
Kız kardeşiminki bile devasa görünür, anladın mı? | Open Subtitles | ذَكر أختي يبدو كبيراً على التلفاز, إتفقنا؟ |
Kız kardeşiminki bile devasa görünür, anladın mı? | Open Subtitles | ذَكر أختي يبدو كبيراً على التلفاز, إتفقنا؟ |
Özür dilemek, duygularını yönetmekte zorluk yaşayan biriysen, ...kendi kimliğin ve itibarın için büyük bir tehdittir. | Open Subtitles | حسناً الإعتذار يمثل تهديداً كبيراً على الهوية و إحترام الذات إذا كان من الأشخاص الذين يناضلون من أجل التحكم في العواطف القوية |
Chuck Bartowski, ulusal güvenlik için büyük bir tehdit oldugunu kanitladi. | Open Subtitles | لقد ثبت أنّ (تشاك برتاوسكي) يُشكّل خطراً كبيراً على... الأمن القومي. |
Merlin, Ori'ın bu galaksinin güvenliği için büyük tehdit olduğuna inanıyormuş. | Open Subtitles | أدرك (مرلين) أنّ الـ((أوراي)) يشكلون خطراً كبيراً... على أمن هذه المجرّة بمن فيهم القدماء... |
Yapabilirsem yaparım fakat belli ki kardeşin bu sırrı saklamak için büyük sıkıntılar çekmiş. | Open Subtitles | إذا إستطعت سأفعل، ولكن{\pos(190,240)}... لقد تجشم أخاك عناءاً كبيراً على الأرجح{\pos(190,240)} لكي يخفي سره هذا{\pos(190,240)}. |