Bu hafta sonu eve gelmeye çalışacaktım, biliyorum ama şu anda çok büyük bir fırtına yaklaşıyor, annecik çalışmak zorunda. | Open Subtitles | أعلم إنني كنتُ سأحاول .. القدوم للمنزل في نهاية الاسبوع ،لكننا سنواجه عاصفة كبيرة للغاية .وأمي يجب أن تذهب للعمل |
Bu Nükleer Regülatör Komisyonu'nun bir mil uzaktan görebileceği, çok büyük bir bilgisayar gücü gerektirecektir. | Open Subtitles | وهذا يتطلب قوة حاسوبية كبيرة للغاية والذي يمكن اكتشافها على بعد ميل |
Yani, çok kısa bir sürede, çok büyük miktarda enerji ve çok yıkıcı etkileri. | Open Subtitles | ،وقتٌ قصيرٌ للغاية ،طاقة كبيرة للغاية وآثارٌ مدمّرة للغاية |
Bildiğim kadarıyla orası çok büyük bir şehir. | Open Subtitles | اخر مرة قمت بالفحص , مازالت مدينة كبيرة للغاية |
Fakat bu kanser ilaçlarını nanopartiküllerin içine yerleştirirsek vücuttan atılmayacaklar çünkü nanopartiküller fazla büyük | TED | ولكننا إذا وضعنا هذا العلاج بداخل جزيئات النانو فإنهم لن ينجرفوا خارج الجسم وذلك لأن جزيئات النانو كبيرة للغاية |
Bu davayı kaybederseniz oldukça büyük bir kamu davasıyla karşı karşıya kalacağız. | Open Subtitles | إذا فقدت هذه الحالة، فتح لنا ما يصل إلى دعوى مدنية كبيرة للغاية. |
Kesirlerde biraz problemi var ama konu şu; bu çok büyük. | Open Subtitles | انه ليس جيد مع الكسور، لكن المغزى هو، بأن هذة كبيرة للغاية. |
Yeni elenen bir yarışmacı ile çok büyük bir tartışma yapmıştı. | Open Subtitles | حسناً ,لقد كان لدية مواجهة كبيرة للغاية مع المتسابق الذى تم اقصاءة |
Yani, çok büyük bir gemi. | Open Subtitles | حسناً، إنها سفينة كبيرة للغاية ، كما تعلم. |
Anlayacağın çok büyük bir şirketimiz var. | Open Subtitles | والآن لدينا شركة كبيرة للغاية. |
Ağaç! çok büyük. Asla başaramayız. | Open Subtitles | .الشجرة كبيرة للغاية .لن ننجح في خطتنا |
çok büyük bir iş görüşmesi aslında. | Open Subtitles | مقابة عمل كبيرة للغاية في الحقيقة |
Hiç gülümsemez. Gülümsememeli. Sakızı çok büyük. | Open Subtitles | لا يجب عليه فعل ذلك لثته كبيرة للغاية |
çok büyük bir ordum ve çok büyük ejderhalarım olacak. | Open Subtitles | سيكون لدي جيش كبير وتنانين كبيرة للغاية |
Burası çok büyük bir ülke. Bir sürü büyük şehir var. | Open Subtitles | هذه البلاد كبيرة للغاية بمدن كثيرة |
Bu çok büyük bir amaç Bay Cooper. | Open Subtitles | هذه كانت أمنيات كبيرة للغاية سيد كوبر |
Bu ülke çok büyük, tamam mı? O adamı bulamazsın. | Open Subtitles | هذه المدينة كبيرة للغاية, حسناً؟ |
Her seferinde bir öğeye bakmak için çok büyük. | Open Subtitles | كبيرة للغاية لتنظر لكل عنصر على حدى |
Deneylerimiz ve araştırmamız gelişirken çok büyük bir şirket, çok büyük bir marka bize geldi ve şöyle söyledi; "Bu fikri siz çocuklarla birlikte ileriye taşımak istiyoruz ve bunu çok bilinen bir forma taşımak istiyoruz." | TED | وبينما كانت تتطور تجاربنا وأبحاثنا، تواصلت معنا شركة كبيرة للغاية ذات ماركة تجارية كبيرة جدًا وقالوا: "نرغبُ في المضي قدمًا معكم بهذه الفكرة إلى أبعد من ذلك، ونفصّلها أكثر للوصول بها إلى شكلٍ احتفالي كبير للغاية". |
Bu uçak savaşta kullanılmak için fazla büyük ama Hava Kuvvetleri büyük şeyleri seviyor. | Open Subtitles | هذه الطائرة كبيرة للغاية لتخوض القتال .لكن الجيش لديه ضعف إتجاه الأشياء الكبيرة |
Senin de memelerin gereğinden fazla büyük. | Open Subtitles | و أثداءكِ كبيرة للغاية "أنا أفتقدكِ أيضاً" |
Bu oldukça büyük bir köy ve Phanis'le çetesinin bu kutsal nesneleri saklamak... | Open Subtitles | إنها قرية كبيرة للغاية قام (فانيس) وجماعته بعمل مسؤول بإخفاء هذه المصنوعات المدنسة |