büyük sayılara ulaşabilecek rezervlerimiz mevcut. | TED | لدينا إحتياطيات يكفي لأعدادا كبيرة من الناس. |
CA: Fakat dünyayı bir araya getirme süreci, kendisini dışlanmış hisseden büyük bir insan grubuyla sonuçlandı ve onlar da buna tepki verdiler. | TED | كريس: ولكن عملية ربط العالم هذه ولدت شعور بالتهميش لمجموعة كبيرة من الناس ولذلك هم اظهروا ردة فعل |
büyük insan grupları bir araya geldiğinde ortaya çıkan garip şeylerle ilgili bir problem. | TED | إنها مشكلة حول الأشياء الغريبة الناشئة التي تحدث عندما تجتمع مجموعات كبيرة من الناس. |
Peki, bu kolaydı. Ya şahitlik eden bir sürü insan olsaydı ne yapardınız? | TED | حسناً، كان ذلك سهلاً، ولكن الآن ماذا لو كان لديك مجموعة كبيرة من الناس سيدلون بشهادتهم؟ |
Bu yüzden büyük bir grupla konuşmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لهذا أكره الكتابة وسط مجموعة كبيرة من الناس. |
büyük sayıdaki insan topluluğu sır saklayamaz. | Open Subtitles | مجموعة كبيرة من الناس لا تَستطيعُ كِتمان الأسرار. |
Ve biz büyük grupları öldürmeyi kimin sevdiğini zaten biliyoruz. | Open Subtitles | ويعرف جميعنا الشخص الذي يحبّ قتل مجموعات كبيرة من الناس متى إستطاع. |
Ama daha da önemlisi, bana göre, bu dinleyici topluluğu içinde insanların çok büyük bir bölümünün 30'un altında olması ve tabii ki 30'un üzerinde olan bir çok kişi de var. | TED | لكن الأهم، أعتقد، هى حقيقة أن نسبة كبيرة من الناس فى هذا الجمهور هم تحت الثلاثين، و يوجد الكثير، بالطبع، ممن هم فوق الثلاثين. |
Umurumuzda bile olmayan büyük bir grup insanın içinde popüler ve sevilen biri olmak tüm insanlar için çok önemlidir. | Open Subtitles | من الهام إلى البشر أن يبدون محبوبين وشعبيين... بين مجموعة كبيرة من الناس... الذين لا نأبه بهم |
büyük oranda insan onlar yüzünden hayatlarını kaybettiler. | Open Subtitles | مجموعة كبيرة من الناس ماتوا بسببهم |
Farklı bir yol olması gerektiğine tutkuyla inanan büyük bir insan topluluğundan oluştu. | Open Subtitles | وقد نمت من مجموعة كبيرة من الناس الذين يعتقدون بحماس أن هناك طريقة مختلفة في ... |
Bir nevi Vimalakirti Sutra'daymışım gibi hissediyorum, eski Hindistan'dan eski bir eser, eserin başında Buda beliriyor ve bölgenin en büyük şehri olan Vaisali'den bir grup insan onu görmeye geliyor ve yanlarında ona sunmak için bir sürü mücevherli şemsiye getiriyorlar. | TED | وأشعر أنها شبيهة نوعا ما بالسوترا الفيمالاكيريتية وهي عمل قديم من الهند القديمة حيث يظهر بوذا في البداية ويأتي مجموعة كبيرة من الناس ليروه من أكبر مدينة في المنطقة, فيزالي, ويجلبوا نوع من الشمسيات المزينة لتقديمها له |
Ve büyük kitleler halinde insanlar verimli olmayan bu arazilerde yaşarken özellikle ağaçları kestiklerinde, toprağı rüzgarla erozyona açtıklarında, çaresiz insanlar daha ve daha da çok ağaç kesip kendileri ve ailelerini besleyebilmek için ekecek toprak yaratmaya çalışıyorlar. | TED | وحينما تحصل على أعداد كبيرة من الناس تسكن في أرض غير خصبة، خاصة عندما تقوم بقطع الأشجار، وتترك التربة مفتوحة للرياح التي تقوم بتعريتها، والسكان اليائسين يقومون بقطع المزيد والمزيد من الأشجار حتى يتمكنوا من محاولة زراعة المحاصيل الغذائية لأنفسهم ولاسرهم، ما الذي سيحدث؟ سيحصولون على شيء ما |
Çok büyük bir insan kalabalığı var. | Open Subtitles | هناك نسبة كبيرة من الناس |
Sadece insanlar içinde çok büyük grupları bulabilirsiniz. Bu gruplar bir araya gelebilen, karşılıklı ilişkiye giren bireylerden oluşan gruplardır. Ancak bu grupların birlikte olma amacı diğer gruplarla savaşmaktır. | TED | فقط بين البشر يمكن أن تجدوا مجموعات كبيرة من الناس الذين قادرين على التعاون , والإنضمام معاً في مجموعات -- لكن في هذه الحاله , المجموعات المتحدة معاً لتقاتل مجموعات أخرى . |
Üstelik bana kalırsa artık daha fazla insan şu soruyu soruyor: Neden tüketimi artırmak yerine, tükettiklerimizi değiştirmiyoruz? | TED | و أنا أعتقد أن أعداد كبيرة من الناس يسألون : لماذا نعزز الإستهلاك , بدلا من تغيير ما نستخدم ونستهلك ؟ |
Biyolojik silahlar, en kötü zararı geniş insan gruplarının bir araya geldiği yerlerde veriyorlar. | Open Subtitles | القوة البيولوجية تسبب أكبر ضرر عندما تتجمع أعداد كبيرة من الناس |
Bu ışıklar ve süslemeler birçok insan için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | هذه الاضواء والديكورات تعنى الكثير ل مجموعة كبيرة من الناس |