Biz de tam kocaman, yumuşak kulaklı şüpheli bir tavşanı arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن أرنب ذو أذنين رخوتين كبيرتين قد اُشتبه بأمره |
Ölçünü bilmiyordum mücevher dükkânındaki kızın da kocaman elleri vardı. | Open Subtitles | لم أعرف المقاس المناسب والفتاة العاملة بمتجر المجوهرات كانت يديها كبيرتين. |
Şikayet etmek için annemi çağırman çok hoşuma gitmişti, seni o kadar kötü sıkıştırmıştım ki vücudunda iki tane kocaman morluk vardı. | Open Subtitles | وعندها كنتِ سعيدة لأنه لا يمكنك لعب دور الأم علي بعد ذلك. وقد كنت قرصتكِ بقوة وكان لدي؛ كدمتين كبيرتين. |
Ondan sonra hatırladığım ilk şey koca kıçımla birlikte bagajda olduğum. | Open Subtitles | فجأةً وجدت نفسي في الأمتعة بشفتين كبيرتين |
Ve Noel torbasında 2 koca hediyeyle gelmiş. | Open Subtitles | ولديه هديتين كبيرتين في حقيبة الكريسماس العتيقة. |
Yaşına göre kulakları çok büyüktü ve trabzanlara sıkışmıştı. | Open Subtitles | كانتا كبيرتين بالنسبة لطفل في عمره كانت دائما ما تعلق بين القضبان |
13. yüzyılda iki büyük imparatorluk arasında savaşa neden olmuş. | Open Subtitles | في القرن الثالث عشر، لقد أشعل حرباً بين إمبراطوريتين كبيرتين |
Çok yakışıklı ve kocaman kasları var ama sorun değil çünkü çok hassas. | Open Subtitles | هو حقا لطيف ولديه ذراعين كبيرتين لكن لا بأس لإنه متردد |
En son orada arkadaşımın hamburgerinden 2 tane kocaman sümüklüböcek çıkmıştı. | Open Subtitles | في آخر مرة أشتريت وجبات جاهزة من هُنا، وجد رفيقي حشرتين كبيرتين في شطيرته. |
kocaman, yemyeşil gözleri ve çok güzel buğday teni var. | Open Subtitles | لها عينان خضراوتين كبيرتين وبشرة بنية اللون جميلة |
Herkes o çirkin kutulardan nefret eder. İki kocaman dosya dolabı gibiler. | Open Subtitles | الجميع يكره تلك الصناديق القبيحة إنها مثل خزانتين كبيرتين لحفظ الملفات. |
Ve asla değişmeyecektim. Sanırım, kocaman bir kafam ve büyük böcek gözlerim vardı. | Open Subtitles | "وما كنتُ لأتغيّر، وقد أكون ذا رأس كبيرة وعينين حشريّتين كبيرتين أيضاً" |
İki kocaman siyah topla belirlenecek. | Open Subtitles | سوف يحدده كرتين سوداوتين كبيرتين |
koca ayakların var. | Open Subtitles | لديك قدمين كبيرتين |
Cresskill, New Jersey'den Mike Miller, Bruce Springsteen hastası koca t.şaklı, bamya pipili. | Open Subtitles | (مايك ميلر) من (كريسكل) - (نيوجرسي) ومستحوزٌ بـ (بروس سبرينجستين). ذو خصيتين كبيرتين وقضيب صغير؟ |
anormal derecede büyüktü. | Open Subtitles | بالطبع، كانتا كبيرتين بشكل غير طبيعي |
Çünkü elleri King Kong kadar büyüktü. | Open Subtitles | لأن يداها كانتا كبيرتين مثل (أندري العملاق) |
Çünkü elleri King Kong kadar büyüktü. | Open Subtitles | لأن يداها كانتا كبيرتين مثل (أندري العملاق) |
Irksal bilgimizde iki büyük boşluk olduğunu farkettik. | TED | أدركنا أن هناك فجوتين كبيرتين في ثقافتنا العرقية. |
Biliyorsunuz ki komşularımız muhteşemler: Kanada, Meksika ve iki büyük su birikintisi. | TED | جيراننا رائعون، كندا، المكسيك، ومساحتين كبيرتين من المياه. |
Buna bulut programlama denmektedir ve iki büyük probleme neden olmaktadır: ısı kaybı ve bant genişliği rağbeti. | TED | هذا يسمى بالحوسبة السحابية، وتؤدي إلى مشكلتين كبيرتين: ضياع الحرارة والطلب على نطاق الترددات. |
Yani, yaşam destekle ilgili artık iki tane büyük sorunumuz var. | Open Subtitles | لذا لدينا الان مشكلتين كبيرتين تبعاً لنظام دعم الحياة |