"كبيرُ" - Translation from Arabic to Turkish

• büyük
• bir
• çok

Herşey birbiriyle özdeş, bu kadar büyük bir evi temiz tutmak zor bir iş.
مع ذلك،الشغل كبيرُ جداً، علشان تفضل نظيفة

Ve burası Neiman Marcus. büyük bir kafesi var.
وهذا نيمان ماركوس لديهم كهفُ لمّاعُ كبيرُ

Tek kişi için çok büyük olduğunu kabul et.
أنت يَجِبُ أَنْ تَعترفَ هو كبيرُ نوعاً ما لشخصِ واحد.

büyük, lezzetli bir muzlu içecek gibi.
اَعْني، نحن أشبه بشىء كبيرُ , موز بالقشدة اللذيذة المجمدة

Tamam, size anlatacağım şey çok büyük.
الموافقة، لذا، الذي أَنا حول لإخْبارك كبيرُ جداً.

Kestiğim için üzgünüm, Bayan Woods, fakat rakam çok büyük olduğu ve müvekkilinize geçmişte kararlaştırılandan... daha fazlası verildiği için mi bunu teklif ediyorsunuz?
أَنا آسفُ للمُقَاطَعَة، الآنسة. وودز، و لكن ها تقترح لأن العددَ كبيرُ جداً،

büyük bir şey bu.
هذا كبيرُ. إنّ البلدةَ الكاملةَ تُزعَجُ.

Öyle büyük ve güçlüdür ki, yetişkin bir ren geyiğini bile alt edebilir.
هو كبيرُ وقويُ جداً، حيث يُمْكِنُ أَنْ يصرع وعلَ بالغَ ايضا.

Ve bu çok büyük bir karar.
هو كبيرُ جداً وهو لمهم لي أَنْ يَعْملَه لك

Bütün sandalyeleri getirmemiz gerek, büyük o.
نحن يَجِبُ أَنْ نَجْلبَ إنّ الكرسي الكاملَ، وهو كبيرُ.

Mahkemeye getirsen bile U.K. Remicon çok büyük ve çok zeki.
حتى إذا تَحْصلُ عليهم لمُرَاوَدَة، Remicon البريطاني كبيرُ جداً، ذكي جداً.

Bu şey çok büyük, Peter.
هذا كبيرُ جداً. هناك بالتأكيد شيء هنا.

Onun ağırlığı bizim için çok büyük, şu anki durumumuza göre.
انه كبيرُ جداً لنا بينما نحن الآن.

Ama aslanların başa çıkması için fazla büyük.
لَكنَّه كبيرُ جداً للأسودِ ليصيدوه.

Burası... çok küçük, benim... benim ev ise, çok büyük.
- هو صغيرُ جداً، بالنسبة لبيتِي، فهو كبيرُ جداً.

Senin ağzın da oldukça büyük. Yavaş.
لديكِ فمٌ كبيرُ جداً على مهلكِ

büyük bir potansiyelim var.
كَانَ عِنْدي شيءُ كبيرُ في طور الإعداد.

Benim için büyük bir onur olan geleneksel BlueBell Savaşı'na...
بالجميع ارحب بأن لي كبيرُ شرفُ أنه لـ

Bari gidişim büyük olmasın.
ولست بحاجة لجعل خروجي كبيرُ ايضاً