Bazıları ufak tefek ve önemsizdir fakat diğerlerinin hayatımız üzerinde büyük bir etkisi var. | TED | بعضها صغير وغير مهم، والبعض الآخر له تأثير كبير على حياتنا. |
Ailesinin Alpine yolu üzerinde büyük bir evi var. | Open Subtitles | عائلتها تقيم في قصر كبير على طريق آلبن. طريق آلبن؟ |
Murray Hare binaların arasından geçerek Walter Tortoise büyük bir fark atmıştı. | Open Subtitles | موري الأرنب خرج عن قالبه و بنى فارق كبير على السلحفاة ولتر |
Burası küçük bir adam için büyük bir yatak. Ha? Raging Speedhorn mu? | Open Subtitles | ـ لقد أحضروا التلفاز ـ إنه سرير ٌ كبير على رجل صغير |
İyi çünkü "House of Mirth"ın Clayton üzerinde çok büyük etkisi vardır. | Open Subtitles | "جيد, لأن "بيت الفرح كان لها تأثير كبير على كلايلتن |
Başkasının ödeyeceği bir motel odasında yaşamak için çok yaşlısın. | Open Subtitles | أنت كبير على العيش في شقة وشخص آخر يدفع لك |
Böylece köpeği Max'ı çağırmış eline kırmızı bir iplik almış ve kafasına koca bir boynuz bağlamış. | Open Subtitles | ولقد أخذ بعض الخيوط الحمر وربط قرن كبير على قمة رأسه |
Çok sıkıldım, ayaklarım ağrıyor, ve trencilik oynamak için fazla büyüğüm. | Open Subtitles | أشعر بالملل وقدماي تؤلمانني وأنا كبير على ركوب قطار الأطفال |
Mesela benimkisi çok yüksek. | Open Subtitles | مستواي كبير على سبيل المثال. |
O organın olması gereken yerde kocaman bir boşluk var. | Open Subtitles | هناك فقط تجويف قبر كبير على هذا العضو أن يكون فيه |
Başarı, büyük ölçüde dirayetli işbirliğine bağlıdır. | TED | يعتمد النجاح بشكل كبير على التعاون الحرفي. |
Hayatının üzerinde büyük etki yapacak bir şey. | Open Subtitles | بشيء أعتقد أنه سيكون له تأثير كبير على حياتك |
Hayatının üzerinde büyük etki yapacak bir şey. | Open Subtitles | بشيء أعتقد أنه سيكون له تأثير كبير على حياتك |
Majestelerinin hükümeti, bize reklam verenlerin üzerinde büyük baskı kurdu. | Open Subtitles | لقد كان هنالك ضغطٌ كبير على المعلنين مِن جهة الحكومة صاحبة الجلالة. |
Geçen yıl at yarışından oldukça büyük bir para kazandım. | Open Subtitles | لقد فزت برهان كبير على سباق الخيل في العام الماضي |
Komutan'ın odası yeşil boyalı ve duvarında büyük bir bayrak mı var? | Open Subtitles | هل مكتب القائد مطلي بالأخضر و هنالك علم كبير على الحائط ؟ |
büyük bir çabayı hayata geçirmek için, İspanyol bir filosuyla denize açılmalıyım. | Open Subtitles | لابد أن أبحر قريباً بها من أجل مسعى كبير على الأسطول الأسباني |
Küçük bir kız için, büyük bir isim. | Open Subtitles | انه اسمٌ كبير على فتاة صغيرة |
Kadınlar için büyük tehlike oluşturduğu açık. | Open Subtitles | يشكل خطر كبير على النساء |
Bence bunun benim üzerinde çok büyük bir etkisi var. | Open Subtitles | وأعتقد أن ما كان تأثير كبير على لي ل |
Adam, geminin iki kişi için çok büyük olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الآن يقول إنّه زورق كبير على أن يكتنف شخصين فحسب. |
Çünkü yüzünde koca bir beni var. | Open Subtitles | لأن جاك عنده خلد كبير على وجهه. |
Seni sevdim, ama oyun oynamak için fazla yaşlıyım. | Open Subtitles | انت تعجبينى, ولكنى كبير على هذه الألعاب |
Mesela benimkisi çok yüksek. | Open Subtitles | مستواي كبير على سبيل المثال. |
O organın olması gereken yerde kocaman bir boşluk var. | Open Subtitles | هناك فقط تجويف قبر كبير على هذا العضو أن يكون فيه |
Giysinin yıllar boyu yıkanmaya ve giyilmeye olan dayanma gücü büyük ölçüde ikincil hücre duvarının yoğunluğuyla belirlenir. | TED | قابلية قطعة الملابس للتحمّل خلال سنواتٍ من الغسيل والارتداء تتوقّف بشكلٍ كبير على ثخانة ذلك الجدار الثانوي للخلية. |
yaptıklarımızın diğer insanlar üzerinde muazzam bir etki yaratmayacağına inanıyoruz. | TED | نتظاهر بأن ما نفعله ليس له تأثير كبير على الناس الآخرين . |