Tek, büyük bir asteroit bizi sonsuza dek yok edebilir. | TED | و يمكن لكويكب كبير واحد أن ينهينا تماما. |
Hepimiz için büyük yataklı, büyük bir oda. | Open Subtitles | غرفة كبيرة واحدة وسرير كبير واحد لنا جميعا |
Biz büyük bir organizmayız. Samuel söylemedi mi? | Open Subtitles | نحن كائن كبير واحد فقط الم يخبرك صاموئيل بهذا؟ |
Herkesin kafasında büyük bir soru var, | Open Subtitles | كما يَقُولونَ في التلفزيونِ... هناك سؤال كبير واحد على عقلِ كُلّ شخصِ... وأنا أَتخيّلُ بأنّك الرجل سَيُجيبُ ذلك. |
Şey, adam büyük bir şey yapmış. - Nedir o? | Open Subtitles | الرجــل يقــوم بأمــر كبير واحد |
Bak şimdi, daha küçük iki kılıçla, büyük bir kılıcı iki elle tutan bir adamdan daha hızlı savurabilirim. | Open Subtitles | على سبيل المثال، أنه عظيم إذا أنت قاتلت أكثر من خصم في وقت واحد أرأيت، بنصلين أصغر يمكنني التأرجح أسرع من رجل بيدين على سيف كبير واحد |
A noktasından B noktasına giden büyük bir sürü gibi. | Open Subtitles | همالماشية . = = ومن قطيع كبير واحد فقط تتحرك من النقطة ألف إلى النقطة باء، |
Arada büyük bir fark var. | Open Subtitles | هناك إختلاف كبير واحد. |
büyük bir soru. | Open Subtitles | سؤال كبير واحد. |