Bu senin İncil'in, babanın verdiklerinden biri. | Open Subtitles | إنه كتابك المقدس القديم ذلك الذي أعطاك إياه والدك |
İncilinizin, aynı zamanda Şifalı İncil olarak bilindiğini söylemediniz. | Open Subtitles | أنت لم تخبرنا أن كتابك المقدس معروف ايضاً بالكتاب المقدس للشفاء |
Bir şeye bakmak için İncil'ini ödünç alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أستعير كتابك المقدس لأبحث عن شيء؟ |
Hey, Flanders, neden İncil'in nasihatine uyup... fermuarını çekmiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تأخذ بعض النصائح من كتابك المقدس وتغلقه؟ |
- İncil, bir insanın değişebileceğini de söylüyor. | Open Subtitles | -هذا ما يقوله كتابك المقدس يقول الكتاب أيضاً الشخص يمكن أن يتغير |
Kayıp İncil'ini bulabildin mi? | Open Subtitles | هل وجدت كتابك المقدس المفقود ؟ |
Bakıyorum da İncil'inle oturmuş dua ediyorsun. | Open Subtitles | أراك جالسة مع كتابك المقدس وأنت تصلين |
Ben de senin İncil'ini okuyorum, çocuklarıma da aynı kitabı okuyorum. | Open Subtitles | أنا أقرأ كتابك المقدس وقرأته لأبنائي |
İlk İncil'in bu. | Open Subtitles | انه كتاب مقدس كتابك المقدس الاول |
İncil'i elinden bırak. | Open Subtitles | دع جانباً كتابك المقدس |
- Hadi ama, Flanders! Senin şu İncil'inde komşunu kendin gibi sev yazmıyor mu? | Open Subtitles | بربك يا (فلاندرز)، ألا يوصيك كتابك المقدس بحب جارك؟ |
Kurtuluşu İncil'in gösteriyor. | Open Subtitles | هذا كلام كتابك المقدس |
Tap. Artık bu senin İncil'in. | Open Subtitles | اعبديه انت كتابك المقدس الان |