"كتابًا" - Translation from Arabic to Turkish

• kitap
• kitaba
• kitaptı
• kitabımı
• kitabı

Sakin bir öğle sonrasının ortasındasınız derken 1280 adet farklı kitap sevkiyatı geliyor.
وبينما أنت تقضي فترة ظهيرة هادئة، فجأة تصل شحنة من 1280 كتابًا مختلفًا.

Cevap bulabilmek için yalınlık üzerine bir kitap satın almıştım.
اشتريت كتابًا يتحدث عن البساطة في محاولة للعثور على إجابات.

Yeniden yapılanma sürecinde yüce divan hakkında müthiş bir kitap yazdı.
‫كتب كتابًا رائعًا عن المحاكم العليا ‫في أمريكا خلال إعادة الإعمار.

Babam, sınır dışı edilme ve işsizlik riski taşıyan konularda kitap yazmamdan mutlu olmadığını söylemişti.
أخبرني والدي أنه غير سعيد مني لكتابتي كتابًا يعرضني لخطر الترحيل والبطالة.

Ve kendi hikâyemi anlatması için aile albümümün oldukça enerji dolu olmasını istedim. Bir gün, Philadelphia Devlet Kütüphanesi'nde bir kitaba rastladım. "The Sweet Flypaper of Life" adındaki bu kitabı Roy DeCarava ve Langston Huges yazmıştı.
أردت ألبوم العائلة أن يكون حيوي بالنسبة لي، وسيلة لإخبار القصص، وفي أحد الأيام وجدت كتابًا في مكتبة فلادلفيا العامة يسمى "مصيدة الذباب الحلوة للحياة" بقلم روي ديكارافا ولانغستون هيوز.

Çok şaşırtıcı bir kitaptı.
لقد كان كتابًا صادمًا.

Kriz anlarını artırmayı bildi ama bu sayede ikinci büyük kitabımı yazma konusunda bana cesaret verdi.
القدر يضع هذه اللحظات الصعبة في طريقي من أجل أن أجد وقتًا اكتب فيه كتابًا عظيمًا اخر

Hindistan'daki akrabalarıma sıtma hakkında bir kitap yazdığımı söylediğimde bana sanki siğil kadar basit bir şeyle ilgili bir kitap yazıyormuşum gibi baktılar.
فعندما أخبرتُ أقاربي في الهند أنني بصدد تأليف كتابٍ عن الملاريا كنتُ في نظرهم كمن يؤلف كتابًا عن الثآليل

Her halükarda, bir noktada kayınbiraderim Leonard seri katillerle ilgili bir kitap yazmaya karar verdi.
على كل حال، قرر صهري ليونارد، أن يكتب كتابًا عن قاتل متسلسل.

Bu son sınıf tezi Princeton'da bir doktora tezi haline geldi, ve şimdi de bir kitap.
هذا البحث أصبح أطروحة في جامعة برينستون والآن أصبح كتابًا.

Ataklar her yerde oluyordu: hırdavatçıda, ofisimde ve hatta yatakta kitap okurken.
حدثت النوبات في كل مكان: في متجر أجهزة الحاسوب، في مكتبي، وحتى عندما أقرأ كتابًا في السرير.

Bunun ahlaki endişesi üstüne bir kitap yazdım.
لقد كتبت كتابًا عن الخوف الأخلاقي من إرسال المحتوى الجنسي.

Türkiye'de bir çocuk kitabı çıkarmıştım ve kitap basıldığında epeyce faaliyet yapmıştım.
لقد كتبت كتابًا للأطفال في تركيا، وعندما نُشر الكتاب، أقمت العديد من الفعاليات.

Düşüncemiz bunun sadece bir dizüstü değil, şekil değiştirip bir elektronik kitap da olmasıydı.
الفكرة كانت أنه لن يكون حاسوبًا محمولًا فقط، بل إنه يمكن أن يتحول ويصبح كتابًا إلكترونيًا.

Geçtiğimiz günlerde, bu soruyla ilgili bir kitap yayınladım.
ومؤخرًا، نشرت كتابًا كرسته لهذا السؤال بالذات

Çok üzgündüm. İşte o sıra da, elime bir kitap geçti.
لقد تملكني الإحباط، وفي يوم ٍ ما اكتشفتُ كتابًا.

Senden sıkıldım, 5 yıldır kitap yazamıyorum. Kompleksim var.
سئمت منكِ ولم أكتب شيئاً ولم أكتب كتابًا منذ خمس سنوات، وأعاني من عقدة

Yazdığı kitap neredeyse İncil kadar çok sattı.
ألف كتابًا حتّى أصبحت مبيعاته مثل الإنجيل

Bir kitap yazdın, radyo programı yapıyorsun, Radyo Zindagi.
لقد ألَّفتَ كتابًا كما إنَّ لديك برنامجك الإذاعي الخاص

Bu yüzden bütün bir kitabı boyunca güneş sistemindeki gezegenlerin arasında müzikal bir harmoni arayıp durdu ve bu gerçekten çok zordu.
وقد كتب كتابًا كاملًا يبحث فيه عن وجود موسيقى متناغمة بين كواكب المجموعة الشمسية وكان عملًا صعبًا جدًا، جدًا.