Ve manastırın başkeşişinden, edilen hakarete kendi karşılık başını sunmasını istedi. | Open Subtitles | ومطالبا بمثول رئيس المعبد أمامه ليهدي إلى باي ماي رقبة ذلك الكاهن كرد للإهانة التي تعرض لها |
Bu üste yakın zamanda yaşanan bulaşıcı hastalık sorununa karşılık olarak bu önlemler alındı. | Open Subtitles | كرد فعل لحدوث بعض الأمراض مؤخرا على هذه القاعدة |
Fred Best diyor ki, karşılığında bir şey vermelisin. | Open Subtitles | فريد بيست يقول لك إنه يحتاج لأمر ليظهره كرد للمعروف |
"Hayir" kelimesini cevap olarak kabul etmeyen katillerime kaliyor! | Open Subtitles | القتلة الذين لا يقبلون بـ لا كرد |
Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. Konuşmaya değer olduğunu söyledim. | TED | ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر, |
Bir de şu zihinsel haz var ki, fiziksel tepki olarak gülmeyi de beraberinde getirir. Hiç tesadüfen olmayarak, | TED | وهناك تلك المتعة الداخلية متبوعة بالضحك كرد فعل لذلك، والتي تطلق، بالصدفة، الأندورفين في المخ. |
Böyle pratik bir soruya cevap olarak, cesur olmak zorundayız. | TED | لذا كرد على سؤال ذرائعي كهذا، يجب أن نكون جريئين. |
Kendi kuzenini mızrakta geri gönderdik ama onlar hediyelerine karşılık olarak tek bir bıçaklarını bile kaldırmadı. | Open Subtitles | لقد اعدنا قريبته برمح ولم يرفعوا خنجر واحد كرد لهديتهم |
Ve amcama hem bir karşılık hem de hediye olarak, "The Uncle Phone"u yaptım. | TED | وبالتالي كرد وكهدية لعمي، صنعت له "هاتف العم." |
Buna karşılık uzay programını yarattık. | TED | قمنا بصناعة برنامج فضائي كرد على ذلك. |
Buna karşılık otoyol sistemini inşa ettik. | TED | قمنا ببناء الطريق السريع كرد على ذلك. |
Buna karşılık interneti yarattık. | TED | قمنا بإنشاء شبكة الانترنت كرد على ذلك. |
Çocuğun serbest olduğu yaygarasına karşılık, onu serbest bırakıyor. | Open Subtitles | كرد بأنّ الولد متحرر، يقوم بتحريره؟ |
Komutanım, karşılığında kendi nükleer hazırlığımızı yükseltmek için onayınıza ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سيدي، نحتاج لتصريحك لرفع تأهبنا النووي كرد. |
Sana gümüş tepsinde canavarları sundum, ...iyi görünmeni sağladım, sen karşılığında ne yaptın? | Open Subtitles | لقد سلمت وحوش لك على طبق فضي جعلتك تبدو متألقًا، وماذا تفعل كرد الجميل ؟ |
"Hayir" kelimesini cevap olarak kabul etmeyen katillerime kaliyor! | Open Subtitles | القتلة الذين لا يقبلون بـ لا كرد |
Bu tip özellikler sıklıkla yerel faunanın oluşturduğu tehditlere karşı bir cevap olarak evrilmiştir, mesela bu örnek için bu bitkiyle beslenen kaplumbağalara karşı. | TED | وكثيرا ما، تطورت تلك المميزات الخاصة كرد على التهديد الذي تشكله الحيوانات المحلية، وفي هذه الحالة، السلاحف آكلة العشب. |
Sıvı birikimine karşı vücudu alerjik reaksiyon gösterdi. | Open Subtitles | إنها تعاني من الحساسية كرد فعل لتمزق الكيس |
Ticaret çok eski. Pazarlar çok eski. Kapitalizm ise oldukça yeni. Sosyalizm buna bir tepki olarak ortaya çıktı. | TED | التجارة أمر قديم. والأسواق أيضا قديمة جدا. الرأسمالية هي حديثة نسبيا. والاشتراكية ظهرت كرد فعل على ذلك. |
Bugün tepki olarak, Rusya Tarım Bakanı, basın toplantısında canlı yayında hamburger yiyerek | Open Subtitles | كرد فعل على ذلك قام وزير الزراعة الروسي أكل اللحم في بث مباشر على التلفزيون اليوم |
Son dönemdeki çöküşe cevap olarak finansal endüstriyi düzenlemek için bir takım kurallar koyduk. | TED | لقد قمنا بسن قوانين جديدة لكي ننظم العملية الاقتصادية كرد فعل على الانهيار المالي الماضي |