"كرهتني" - Translation from Arabic to Turkish

• benden nefret
• nefret ediyordu
• nefret etti
• nefret ettin
• nefret ediyordun
• nefret ederdi

Onca zaman beni terkettiğini çünkü benden nefret ettiğini düşünmüştüm.
كل هذا الوقت ظننت أنها غادرت لأنها كرهتني

Okulda, benden nefret eden tek kızdı.
كانت الفتاة الوحيدة التي كرهتني في الثانوية

benden nefret ediyor şu an.
لقد كرهتني ، يا رفاق حتى لم تتمكنوا من الظهور

Yarabbim, karı benden nefret ediyordu.
تلك المرأة كرهتني

Ortaklaşa bir karardı ama bu yüzden benden nefret etti.
لقد كان قرارا متبادلا، لكنها كرهتني بسببه.

Ilk tanistigimizda benden, neden o kadar çok nefret ettin?
لماذا كرهتني لهذه الدرجة عندما إلتقينا ؟

Hayır, orda olmamdan sen nefret ediyordun. Hatırladın mı?
لا، ولكن لأنكِ كرهتني هناك، أتتذكرين؟

Yani, bir saniye için benden nefret ediyor sonra bir bakıma benden hoşlanıyor ve şimdi yine nefret ediyor.
أعني، لوهلة، قد كرهتني ثمّ نوعاً ما أحبّتني، والآن تكرهني ثانيةً

Eğer kendinden nefret ettiğin kadar benden nefret etseydin onu kullanırdın.
لو كرهتني نصف ما تكرهك نفسك لاستخدمت السلاح

Japon hükümeti benden nefret etti.
الحكومة اليابانية كرهتني بالتأكيد

Dinle tıbbiyeden beri benden nefret ettiğini biliyorum.
إستمع أعلم أنك كرهتني منذ كلية الطب

Buraya geldiğin andan İtibaren benden nefret ettin.
كرهتني من أول لحظة قدمت بها هنا لأنك

Sen beni kötü bir şekilde düşünüp benden nefret et.
لقد كرهتني ورأيتني كشخص غير مرغوب به

Çok basit. benden nefret ediyordu.
الأمر بسيط لقد كرهتني

En son kendisi benden nefret ediyordu.
لقد كرهتني في النهاية.

Benden başından beri nefret ediyordu.
لقد كرهتني منذ البداية

Hatta ilk başta benden de, nefret etti.
وهي كرهتني في البدايه ايضا صحيح ؟

Benden aylarca nefret ettin, çünkü gücümü gelişigüzel kullanarak acımasızca insanları öldürdüğümü sanıyordun.
أنت كرهتني لشهور، لأنك ظننت أنني أستخدم قدراتي بصورة طائشة قتل البشر بدون إبداء أي إحترام لحياتهم

Orda çalışmamdan nefret ediyordun!
كرهتني أكون هناك!

Bu orospu benden herzaman nefret ederdi.
دائما ً ما كرهتني تللك الساقطة