Batı Yahudilerine kıyasla, Polonyalı Yahudilerden daha fazla nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | كرهوا هؤلاء اليهود بدرجة أكبر حتى من اليهود من الغرب |
Ancak geçmişte Tiranialılar ve Andariler birbirlerinden, Kelownalılar'dan nefret ettiklerinden daha çok nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | و لكن في الماضي التريانين و الاندرايين كرهوا بعضهم أكثر من الكيلوناين |
Çok özür dilerim, kendim olmaya çalıştım ama onlar nefret ettiler. | Open Subtitles | انا آسفه جداً,لقد كنت احاول ان اكون نفسي وهم كرهوا ذلك |
O zaman öğrencilerim bunu ilk öğrendiklerinde, neden bu kadar nefret ettiler? | TED | فعندما كان طلبتي يدرسون هذا لأول مرة ، لماذا كرهوا المادة بهذه الصورة ؟ |
Onlar yayına soktuğumuz çoğu boktan şeyi beğenmediler, ama insanlar hâlâ izliyor. | Open Subtitles | لقد كرهوا أغلب ما نعرضه , ومازالت الناس تشاهد ذلك |
Gerd'ün gittiği gün botlarının sesi evde yankılanıyordu. | Open Subtitles | لطالما كرهوا تلك المحطات ولما غادر كان صوت حذائه يملأ المنزل |
Sağ, soldan öylesine nefret ediyordu ki; diktatörlüğe dahi sempatiyle yaklaşıyordu. | Open Subtitles | اليمينيون كرهوا اليساريون بصوره مطلقه و كانوا يعملون على وضع أساسات نظام حكم ديكتاتورى شمولى بالبلاد |
Çünkü bazı durumlarda iyi olduğunu söyleseler de sonrasında dokunuşlarından bile nefret ettiklerini öğreniyorsun. | Open Subtitles | لأنه أحيانا يخبروك أنه جيد ، ثم تكتشف لاحقاً أنهم كرهوا كل لمسة منك |
Delegeler onun sanatında nefret ediyorlardı ama adını seviyorlardı. | Open Subtitles | لقد كرهوا فنّه ولكن أحبوا اسمه |
Neden birbirlerinden bu kadar nefret ediyorlardı? | Open Subtitles | لماذا كرهوا بعض لهذه الدرجة؟ |
Restoran zinciri kurmak isteyen o adamlar Watanabe'nin ayaklarına dolanmasından nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | ... أولئك الذين أرادوا المطعم كرهوا وجود (واتانابي) في طريقهم |
Restoran zinciri kurmak isteyen o adamlar Watanabe'nin ayaklarına dolanmasından nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | ... أولئك الذين أرادوا المطعم كرهوا وجود (واتانابي) في طريقهم |
Bundan nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كرهوا هذا |
Önce birbirlerinden nefret ettiler. Ama aniden, birbirlerine aşık oldular. | Open Subtitles | في البدء كرهوا بعضهم والآن فجأة يحبون بعضهم |
Amerika'da siyahlardan nefret ettiklerinden çok Yahudilerden de nefret ettiler. | Open Subtitles | في أمريكا، كما كرهوا السود فقد كرهوا اليهود أكثر |
Aksine nefret ettiler. | Open Subtitles | لقد كرهوا العملية جدّاً |
Konuşmanı beğenmediler, değil mi? | Open Subtitles | لقد كرهوا خطابك أليس كذلك ؟ |
Gerd istasyonlardan nefret ederdi. | Open Subtitles | لطالما كرهوا تلك المحطات |
Annem ve babam Jason'la aramızda olanlardan nefret ediyordu. | Open Subtitles | لإنهم لم يتمكنوا من السيطرة علي يا (بيتي) أمي وأبي كرهوا أنني أنا و (جاسون) نتواعد |
Çünkü bazı durumlarda iyi olduğunu söyleseler de sonrasında dokunuşlarından bile nefret ettiklerini öğreniyorsun. | Open Subtitles | لأنه أحيانا يخبروك أنه جيد ، ثم تكتشف لاحقاً أنهم كرهوا كل لمسة منك |