Endişelenme, Diane Cresswell'e yardım edebilirim. | Open Subtitles | لاتقلقي أستطيع التعامل مع"دايان كريسويل". |
Bayan Cresswell, sadece 24 saatimiz kaldığının farkındasınız değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تدركين ياسيدة"كريسويل" أنه بقي على الحفلة24 ساعة؟ |
Tanrım. Umarım Lizzy Cresswell'in partisiyle başa çıkabilir. | Open Subtitles | ياإلهي،آمل بأن"ليزي"ستنجو من حفلة السيدة"كريسويل" |
- Üzgünüm. Yalnızca bir dakikalığına çıkmıştım. - Biraz vicdanlı ol, Criswell. | Open Subtitles | ـ أنا آسفة، لقد خرجت لدقيقة (ـ اجعل عندك قلب (كريسويل |
Criswell bu evraka büyük bir miktar yazmış olmalıydı. | Open Subtitles | لابد أن (كريسويل) ربح الكثير من هذه الورقة. |
Onun Creswell gibi bir adamın malı olduğunu bilerek burada yaşayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعيش هنا مع العلم انها (ممتلكات رجل مثل (كريسويل |
Diane Cresswell'dense, haftanın hergünü Çeçen asileri tercih ederim. | Open Subtitles | أظن أن النجاة من المتمردين الشيشانيون أهم من النجاة من السيدة"كريسويل" في أي يوم من أيام الإسبوع |
Diane Cresswell her yıl seni deli ediyor. | Open Subtitles | الزبونة(دايان كريسويل)تدفعكِ للجنون كل عام. |
Eee, Cresswell'in yemeği nasıl geçti? | Open Subtitles | ماذا حصل مع عشاء السيدة"كريسويل" |
Henry Cresswell seni karısı ve çocuklarının annesi olarak çatısının altına almaya razı oldu. | Open Subtitles | (وافق (هنري كريسويل ليأخذك تحت سقفه وبصفتكِ زوجة له وأم لأطفاله |
Henry Cresswell seni karısı olarak çatısının altına almaya razı oldu. | Open Subtitles | (وافق (هنري كريسويل أأخذك تحت سقفه كزوجة |
- Evet, ama... - Henry Cresswell'in kontrolünde. | Open Subtitles | نعم, ولكن هنري كريسويل) سوف يتولى الأمر ) |
Şirket işleri hakkında Henry Cresswell'la konuşmam lazım. | Open Subtitles | (أريد التحدث مع (هنري كريسويل عن أعمال الشركة |
Diane Cresswell olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أنكِ"دايان كريسويل" |
Cruella Cresswell'i gördüm, sanki. | Open Subtitles | لقد رأيت السيدة"كريسويل"لتوي. |
Ancak yol arkadaşları Tonks, Cresswell ve Dean Thomas'ın kaçtığı düşünülüyor. | Open Subtitles | كما نعتقد أنّ أحد السّحرة من مواليد العامّة... أغلب الظنّ أنهما كانا يسافران بصحبة... (تيد تونكس) و(ديرك كريسويل) |
İnsanların Carl Criswell'i getto kredilerinin destekçisi olarak gördüğünü düşünsene... | Open Subtitles | هذا الوقت العصيب. ولتفكيري بأن بعض الناس قد يرون (كارل كريسويل) |
Aslında, Criswell teknik olarak mortgage poliçesinden sorumlu değil. | Open Subtitles | في الواقع، (كريسويل) عمليا ليس مسؤولا عن سياسات القروض. |
Carl Criswell, bu yıkıcı kredilendirme sürecinde aktif bir katılımcı değilken ve meşgul meşgul... | Open Subtitles | لذا، بما أن (كارل كريسويل) لم يكن مشاركًا بشكل فاعل في عملية قروض المعدمين هذه |
Criswell'in hayalarına benim yerime bir tekme yapıştır. | Open Subtitles | أعطي (كريسويل) ركلة في سرواله من أجلي ؟ |
Ve yalnız bir kadın olarak Hope Creswell'den uzak durmalısın. | Open Subtitles | ويجب عليك البقاء بعيداً عن هوب كريسويل) كامرأة لوحدها ) أنت تعرف القانون |
- Eve gitme zamanı. - Creswell'in yerleştiği o arazi. | Open Subtitles | حان وقت العودة إلى المنزل تلك الأرض التي في (كريسويل) يتم تسويتها؟ |