"كريه" - Translation from Arabic to Turkish

• iğrenç
• pis
• berbat
• korkunç
• kokuşmuş
• kötü bir
• leş
• itici
• kokan
• çirkin

Biz insanlara, onların triptofan seviyelerini etkileyen bu iğrenç taddaki içeceği verdik.
فقط اعطينا الناس هذا الشراب كريه الطعم و الذي اثر على مستوى التربتوفان لديهم

Öldürmek ona iğrenç gelebilir fakat onun için tek çözümse, onu yerine getirir.
القتل قد يكون كريه بالنسبة له, ولكن لو كان هذا هو الحل الأخير, فقد يستخدمه

..mahremiyetsizlik, ve cinsiyet ayırımı yapan pis kokulu bir denizci.
لا يوجد خصوصية وصياد قذر رائحته كريه هذا كله مثير

Burada durduğuna inanamıyorum! Bu yer kesinlikle berbat.
لا أصدق أنه توقف هنا هذا المكان كريه تماما

Acı verici, korkunç ve çirkin birşey olduğunu düşünüyorsunuz.
تعتقدون أنها شيء مؤلم، أو مخيف، أو كريه.

Ama tam tersi, bana bir şişko, ve kokuşmuş sarhoş dedi.
لكن بدلاً من ذلك قال لي أنت بدين كريه الرائحة مخمور

Bazıları iyi, bazıları iğrenç, bazıları akıllı, bazıları ahmak.
بعضهم لطيف, وبعضهم كريه بعضهم ذكي، وبعضهم غبي.

Alçak, iğrenç bir ucube.
حقير, شخص مفزع كريه لم أعد أخافك بعد الآن

Biz de senin ne olduğunu biliyoruz iğrenç şey.
أستطيع رؤية هالتيكما ونحن نعلم من تكونين، مخلوق كريه

Bu yetmezmiş gibi sabık kurtarıcım bir rüyanın parçası olmak için fazlasıyla iğrenç olan kokularını hatırlatırcasına yayıyordu.
إن لم يكن أي شيء آخر فمنقذي مُعبّق بالروائح الكريهة كريه جدًا لكي يصبح جزء من حلم أردت أن أكن به

Çoğu şeyde sayılmaz ama maalesef daha az acemi işi daha çok iğrenç bir açlık iblisinin işi.
ليس بالنسبة لمعظم الأمور، لكن.. أخشى أن القضية لا تتعلق بحالة زكام، بل بشيطان جوع كريه

İnsanlara, beyindeki serotoninin ham maddesini alıp götürmeye yarayan, bu gerçekten iğrenç tadı olan yapay limon aromalı içeceği vererek, insanların serotonin seviyelerini ayarladık.
تلاعبنا في مستويات السيروتونين بإعطائهم شراب صناعي كريه الطعم بنكهة الليمون و الذي يقوم بعملية سحب المادة الرئيسية المكونة للسيروتونين في الدماغ

Ekini toplamadan evvel tohumu pis kokulu gübreyle besleyip böcek zehriyle haşeratları öldürmelisin.
سيكون عليك رشة بالمبيدات القوية ووضع السماد كريه الرائحة عليه قبل جني الثمار

Seni boğarım, balkondan aşağı atarım... seni küçük pis hergele.
سأخنقك وأرمي بك من الشرفة أيها الوغد كريه الرائحة

İnatçı, pis kokan bir hayvanla, tozlu büyük bir çukura gitmek için heyecanlı mıyım?
هل أشعر بالإثارة حول أننى سأركب وحش كريه الرائحة فى فتحة كبيرة مُغبرة من الأرض؟

Bir yamuk olduğunu biliyordum. Burda berbat bir devremülk satış sunumuna katılman gerektiğini yazıyor
كنت اعلم بأنه فخ, يجب عليك المشاركة في عرض كريه

Doğrusunu söylemek gerekirse berbat bir gün geçiriyorum ve pek gülme havasında değilim.
أواجه يوم كريه وليس لي مزاج للضحك يمكننا أن ننتظر حتى الغد

Ya sen? Beni affet. korkunç görünüyor olmalıyım, ama haftalardır düzgün bir uyku çekmedim.
سامحنى , لابد و ان شكلى كريه لكننى لم انم منذ عده اسابيع

Boş vaktimi, korkunç bir cadı için, kokuşmuş ve harap bir evde dantellerin tozunu alarak geçireceğime inanamıyorum.
أنفّض مفارش منزل كريه الرائحة لساحرة عجوز.

O adi, kokuşmuş teknik deha pençelerimde kıvranacak!
سوف أحضر هذا الميكانيكى القذر العبقرى كريه الرائحة

İnsanlar senin sadece çöp koklayıp duran sevgili bulamayan ve kötü bir işi olan birisi sanabilir.
الناس يعتقدون أنك مجرد مغفل كريه الرائحة لا يمكنه الحصول على صديقة و وظيفته مثيرة للشفقة

Ben çürümüş, kokmuş leş gibi bir kuşum.
أنا بالضبط كما قلت عني كريه الرائحة وقذر

Hiç kimse hakkında kötü konuşmayı sevmem ama o itici bir adamdı.
لا أحب أن أقول أي شيء سيء عن أي شخصٍ، ولكن كان رجلاً كريه

Senin nefesi kokan oğlun da, o pek kıymetli torbanda delik açmış.
وولدكم كريه الرائحة أحدث ثقبًا في غطائكِ الغالي محاولًا ثقب غطاء إبنتي