Bugünden sonra artık bir misafir değilim çünkü artık dünya benim de evim. | Open Subtitles | من اليوم لن اعيش كزائر بعد الان لأن الارض هى موطنى ايضاً |
Onunla yaşadığım dönemlerde, hep bir misafir gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما كنت أقيم معها شعرت دومًا بأنني كزائر فقط |
Komut istemi ile misafir oturumu açabilirsin. Ve farkında olmadan bize uzaktan erişim sağladı. | Open Subtitles | يمكنك الدخول كزائر - مما يمنحنا إمكانية وصول عن بعد - |
Dorneget'in zamanını harcamaktansa burada sadece ziyaretçilerin yaptığı şeyleri yaparak, ziyaretçi olarak durabilirim. | Open Subtitles | بدلاً من اضاعة وقت دورنجيت ماذا لو بقيت هنا كزائر.. |
Whitopia'nın sakini olarak yaşadım, bir ziyaretçi gibi değil. | TED | سكنت في مدن البيض كساكن وليس كزائر. |
Piskopos, işin doğrusu ben bu evlilikte kendimi ziyaretçi gibi hissediyorum. | Open Subtitles | حسناُ، حقيقة الأمر، أيها القسيس... هو أشعر بأني فقط... كزائر في هذا الزواج |
Yıllardır sizin aranızda, bir misafir olarak yaşadım. | Open Subtitles | لعده سنوات عشت بينكم كزائر |
Seni ilahi bir misafir gibi karşıladı. | Open Subtitles | لقد عاملك كزائر ملكي |
Pek yeri değil ama, bir ziyaretçi gibisin. | Open Subtitles | ليس الأمر حميمياً تبدو كزائر |
Hiç çirkin ziyaretçi var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء كزائر قبيح؟ |
Bir asker veya izleyici ziyaretçi gibi göze çarpmayacaktır. | Open Subtitles | -لن يبدو كزائر أو متعقّب . |