"كسرتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• kırdım
• kırmıştım
• kırıldı
• kırdığım
• kırarsam
• yıktım "
• kırmışımdır
• kırmışım

Ocak? Yoga yaparken iki parmağımı kırdım.
وفي كانون الثاني، كسرتُ إصبعين وأنا أمارس اليوغا

Birkaç yıl önce çocuklarımla birlikte top oynarken bileğimi kırdım.
لقد كسرتُ كاحلي حينما كنتُ ألعب بالكرة مع أطفالي قبل بضع سنوات

Ben bir kahve fincanı kırdım ve parçaları toplamaya çalışırken elim kesildi.
كسرتُ كوب قهوة وجرحت يدي أثناء جمعي لحطامه.

O karakolun merdivenlerinden düşüp köprücük kemiğimi kırmıştım.
كسرتُ عظمة الترقوة عندي عندما سقطت من درجِ هذه المحطة

Bütün tırnaklarım kırıldı.
أنهم خشن و ينزفون فقد كسرتُ جميع الأضافر

Televizyonu kırdım, bana yardım etmelisiniz!
لقد كسرتُ التلفاز والآن عليكم مساعدتي بإصلاحه

Bu sefer kolunu kırdım. Hiç kimse tam güçteki Büyük Patlama Vuruşu'na karşı koyamaz.
هذه المرّة كسرتُ ذراعكَ، فلا أحد بوسعه صدّ لكمتي المدوّية بقوّتي الكاملة.

Bileğimi kırdım çünkü babamın yüzüne kuvvetli bir tekme atmıştım.
.. أنَـا كسرتُ كَاحِلي لأني ركَلتُ والدي في وجهه بِقوةٍ شديدة

Hayır. Ama arka dağı birkaç kez kırdım, demek istediğimi anladıysan.
كلا، ولكنني كسرتُ هذا الجبل الخلفي لعدّة مرات.

"Topuğumu kırdım" nasıl deniyordu unuttum.
تمانة مامة قالة لقد نسيتُ تماماً كيف أقول .. كسرتُ كعب حذائي ..

Sanırım içeri girerken kapını biraz kırdım, pardon.
أعتقد بأنني كسرتُ بوابتكِ قليلاً عند دخولي، انا آسف

Bugün yalnızca 6 bardak kırdım.
إنا كسرتُ فقط ستّة أقداحِ اليوم

Pikabın düğmesini kırdım.
لقد كسرتُ للتو مقبض آلة التسجيل.

* kırdım arabanın camlarını * * ve hayır, kırık kalbimi iyileştirmedi *
* كسرتُ نافذة سيارتك * * و كلا هذا لم يصلح قلبي المكسور *

Köprücük kemiğimi, bacağımı ve üç kaburgamı kırdım.
كسرتُ ترقوتي وساقي وثلاثة ضلوع

Birkaç ay öncesinde bacağımı çok kötü kırmıştım.
قبل بضعةِ شُهورٍ من ذلك فقط كسرتُ ساقي بطريقة سيّئة للغاية

Diğer bacağımı 15 yaşındayken kırmıştım.
لقد كسرتُ ساقي الأخرى عندما كنت في الخامسة عشر

Az evvel bir kaza geçirdim. Bir tarafım kırıldı galiba.
لقد تعرّضتُ لحادث للتو وأعتقد بأنّني كسرتُ شيء ما

Koruyucu ailem, tabak kırdığım için, iki gün araba bagajına kilitlemişlerdi.
لقد حبسني والدي بالتبني في صندوق السيارة ليومين عندما كسرتُ طبقاً

Boynunu kırarsam televizyon izlemeye dönebilir miyim?
إن كسرتُ عنقك، أيُمكنني العودة لمشاهدة التلفاز؟

Umarım burnunu kırmışımdır.
آمل أن أكون قد كسرتُ أنفه اللعين...

Meğerse beşinci el tarağı kemiğimi kırmışım.
تبيّن أني كسرتُ عظم إصبعي الخامس.