Evlat, seni yabancı öğrenci olarak evimize aldık... sen artık bizim sorumluluğumuzdasın. | Open Subtitles | يابني نحن عندما قبلنا بك كطالب مبتعث انت اصبحت من ضمن مسؤليتنا |
Evlat, seni yabancı öğrenci olarak evimize aldık... sen artık bizim sorumluluğumuzdasın. | Open Subtitles | يابني نحن عندما قبلنا بك كطالب مبتعث انت اصبحت من ضمن مسؤليتنا |
Beyaz ağırlıklı özel okullara giden siyahi bir öğrenci olarak, ırksal basmakalıp düşünceleri yansıtan tutum ve davranışlarla karşılaştım. | TED | كطالب أسود يذهب لمدرسة أكثرها طلاب بيض، اعتدت على التصرفات التي تعكس الأفكار العنصرية |
Bunu Uganda'da henüz lise öğrencisi olarak okurken bizzat yaşadım. | TED | لقد واجهت هذا لأول مرة كطالب في الثانوية في يوغندا. |
Gözlüklerle falan çalışkan bir öğrenciye benziyorsun, ayrıca çocuktur, yaramazlık yapar. | Open Subtitles | ،حسناً، تبدو لي كطالب جيد علمت ذلك من النظارات ،و التصرّفات الصبيانية ستبقى القضيّة مرفوضة |
- Lütfen beni öğrencin olarak al! | Open Subtitles | أرجوك إقبلني كطالب لديك؟ |
Bazıları öğrenciyken yaşadığım yerlere benziyor. | TED | بعض الشقق تبدو وكأنها مثل الأماكن التي عشت فيها كطالب دراسات عليا. |
Irkım yüzünden onların beni okumayı, yazmayı ve konuşmayı seven bir öğrenci olarak görmemelerini düşünmek beni gerçekten üzüyordu. | TED | وكان أمراً محزنا بالنسبة لي أن أرى أن عرقي جعل من الصعب عليهم أن يروني كطالب محب للقراءة والكتابة والتحدث. |
son yılımı, yani beşinci yılımı, bir öğrenci olarak Roma'da geçirmekten dolayı yeterince şanslıydım. Bu hayatımı değiştirdi. | TED | و كنت محظوظا كفاية لأقضي عامي الأخير ،العام الخامس في روما كطالب.لقد غيرت حياتي. |
Orda çalışan Vahşi Yaşamı Koruma Topluluğuna 1995 te katıldım Ama aslında 1991 de onlarla öğrenci olarak çalışmaya başlamıştım. | TED | انضممت لمنظمة حماية الحياة البرية هنا في عام 1995 لكنني بدأت العمل معهم كطالب في عام 1991 |
Eğer Big Creek'i temsil edecekseniz Big Creek'e kayıtlı bir öğrenci olmanız gerekir. | Open Subtitles | حسناً إن كنت تنوى تمثيل بيج كريك يجب أن تسجل كطالب فى بيج كريك |
Jeff sinemada hala öğrenci pasosunu kullanmaya çalışır. | Open Subtitles | جيف مازال يحاول استخدام هويتة كطالب للدخول الى دور عرض الافلام |
İyi niyetli fakat felaket bir uygulama gereği yeni öğrenci olarak bu devasa yeşil yaka kartını giymek durumundaydım. | Open Subtitles | و بالمعنى الصحيح ولكن بنقله كارثية, كطالب جديد علي أن أرتدي شارة خضراء ضخمة0 |
Güzel ama, bir öğrenci olduğunuzu unutmayın. | Open Subtitles | ،تعجبني روحك لكن، لا تُهمل واجباتك كطالب |
Kötü öğrenci yoktur, sadece kötü öğretmen vardır. | Open Subtitles | ليس هناك شيء كطالب سيء لكن هناك فقط معلم سيء |
- Öncelikle seni öğrenci olarak tanıdığım günden beri yaptığın şeylerden ne kadar gurur duyduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | دعني أنتهز دقيقة لأقول لك كمْ أنا فخور بكلّ ما فعلته بحياتك منذ عرفتك كطالب. |
Sizin rehberliğinizde dövüş sanatları öğrencisi ve oğlunuz olmak benim için onurdur. | Open Subtitles | كان شرفا لي أن أكون تحت رعايتك كطالب فنون قتال و كإبن |
"Ve zaten bir lisansüstü öğrencisi olarak bunu yapamazsın." | TED | و كطالب دراسات عليا, لا يمكنك أن تقوم بذلك. |
Yüksek lisans öğrencisi olarak kariyerinde yazdığı ilk yazıyla Nobel Fizik Ödülü alan Frank Wilczek. | TED | هنا فرانك ويلزيك، الذي حصل على جائزة نوبل في الفيزياء لأول ورقة كتبها في حياته المهنية كطالب دراسات عليا |
Teoride bir öğrenciye benziyorsunuz. | Open Subtitles | الجحيم هو المكان الذي ستصل إليه إذا شككت بي مرة أخرى نظرياً تبدو كطالب |
Okulumu sana sunuyorum. Lütfen beni öğrencin olarak kabul et. | Open Subtitles | أعرض عليك مدرستي، فاقبلني رجاءً كطالب! |
öğrenciyken, ders çalıştığım anlar haricinde odamda yalnız kalamazdım. | Open Subtitles | كطالب, إلا إذا اضطررت للمذاكرة, لا يمكنني البقاء في غرفتي بعد العشاء. |