Şişman bir adamın karnına yumruk atmış ucuz bir fahişe gibi yerimden düştüm. | Open Subtitles | انسحب كعاهرة أصيبت في البطن من رجل سمين ذو قرح في وجهه |
Herkes neden öyle söylüyor bilmiyorum ama bu kıyafet seni kesinlikle bir fahişe gibi göstermiyor. | Open Subtitles | بالطبع أتعرفين ، لا أعرف عن ماذا يتحدث الجميع أن الرداء لا يُظهركِ كعاهرة |
Eğer yine Fahişelik yapıyorsa, neden düşük maaşlı işe girsin? | Open Subtitles | لو هي تعمل كعاهرة مجدداً لماذا تعمل بوظيفة بأجر زهيد؟ |
- Sakinleş! sürtük gibi davranmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن التصرف كعاهرة صغيرة والآن هل تصدعت كلوي ؟ |
Sokaklara düş de orospu ol. Seni dayaktan geberteceğim. | Open Subtitles | إذهبي و إعملي كعاهرة إن أردت يجب أن أبرحك ضرباً |
Hayatını fahişe olarak kazanmaya başladığında bunu depodan çıkarırsın. | Open Subtitles | ,عندما تعيشي حياتكِ كعاهرة يمكنكِ عندها أن تخرجي هذه من الخزانة |
Sadece tek ele sahte tırnak takılmaz, tamam mı? Aynı çılgın bir fahişeye benzemişsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ إرتداء اظافر علي يد واحدة فقط فأنتِ تبدين كعاهرة مجنونة |
Gördün mü, küfür edersen, sonunda adın orospuya çıkabilir. | Open Subtitles | عاهرة هل ترى يستخدمون كلمات قذرة وربما ينتهى بك الامر كعاهرة .. |
Öyle mi? O zaman ona kaliteli bir fahişe gibi davranayım. | Open Subtitles | إذن يجب أن أعامله كعاهرة من الطبقات العليا |
Memnun oldum. Genelde bir fahişe gibi giyinmem. | Open Subtitles | يسرّني لقاؤك، لا ألبس دائماً كعاهرة قديرة |
Sana ucuz bir fahişe gibi davranmamada ısrar ettin... çünkü bu azmanın tek yolu. | Open Subtitles | أنتِ مصرة أني رميتك وعاملتك كعاهرة رخيصة لأن تلك الطريقة الوحيدة التي بامكاني ايقافك |
Fahişelik yapmak tahmin ettiğin kadar iğrenç miydi? | Open Subtitles | هل العمل كعاهرة كان مقزز بقدر ما كنت تظنين أنه سيكون؟ |
Neyse, gündüzleri işini yapar, geceleri ise Fahişelik yapmaya başlar. | Open Subtitles | تعود الى وظيفتها ولكن تعمل كعاهرة ليلاً |
Bu programı yaparken ölmek yerine deli bir sürtük gibi görünmeye bile razıyım. | Open Subtitles | واتعلمون، افضل ان ابدو كعاهرة مختلة بدلاً من ان اُقتل وأنا احاول إنتاج هذا المسلسل |
Hâla bir sürtük gibi vuruyorsun, o... çocuğu. | Open Subtitles | مازلت تضرب كعاهرة ، يا ابن الزانية |
Belki de haklısındır. Bendeki "orospu mantığının" feci yanıldığı da olur. | Open Subtitles | ربما أنت على حق, أحياناً منطقي كعاهرة يفشل كلياً |
Amerika'ya fahişe olarak çalışmak için gelmiş. | Open Subtitles | لقد اتت الى الولايات المتحدة لتعمل كعاهرة |
Şöyle bir bakıyorum da bir fahişeye benzemişsiniz. | Open Subtitles | اتعرفي , الان عندما نظرت اليه تبدين كعاهرة |
orospuya benzemediği için hoşlarına gitmiş. | Open Subtitles | إنها لا تبدو كعاهرة و هم يحبون هذا. |
Sürtüğe benziyor mu? | Open Subtitles | هل يبدوا .. كعاهرة ؟ |
Onlar seni korumak için kalkıp ateş ediyor sense bir kaltak gibi ağlıyorsun. | Open Subtitles | يرفعون رؤوسهم و يردّون إطلاق النار لحمايتك و أنت تبكي كعاهرة |
Bilirsin, terk edildiği zaman üzgün bazı kaltaklar gibi korkuyor ve üzülüyordu. | Open Subtitles | بدأ بالحزن والأسف كعاهرة التي تأسف على ممارسة الجنس من المؤخرة |
İşte böyle oluyor. Eskort olduktan sonra, erkekler... | Open Subtitles | هذا ما يحدث دوماً .. حين تعملين كعاهرة فإن |
Yani bir yandan bir sürtük olarak seni koruyor. | Open Subtitles | اقصد, بطريقة ما, انها نوعاً ما تحميك كعاهرة قذرة |
Değersiz bir fahişeymiş gibi giyinmemeye çalış, tamam mı? | Open Subtitles | حاولي أن لا تتأنقي كعاهرة رخيصة، إتفقنا ؟ |