Ya küçük bir kız gibi davranmaya devam et... ilk tanıştığımız daki gibi. | Open Subtitles | و الآن، بإمكانك مواصلة التصرّف كفتاة صغيرة كما كنتِ حين تقابلنا للمرّة الأولى |
Bu fırsatı değerlendirdi ve gidip konuyu benim potansiyel cerrahımla görüşmek istedi kapıdan sesini duyuyordum, beni küçük bir kız gibi tarif ediyordu. | TED | استغل هذه الفرصة ليخرج ويناقش حالتي مع الجراح الذي سيقوم بالعملية ومن خلال الباب، أسمعهم يصفونني كفتاة صغيرة |
Sanki, yetişkinler gibi davranmaya çalışan, beceriksiz küçük bir kız gibi içiyor! | Open Subtitles | تمسكها بشكل أخرق بين أصابعها كفتاة صغيرة تدعي أنها إمرأة |
Pazar okulunda, küçük bir kızken, bu parça hiç okunmazdı... | Open Subtitles | كفتاة صغيرة في مدرسة الأحد، لم يذكروا أبدا هذا الجزء |
Bak, histerik küçük bir kız çocuğu gibi davranmayı kes ve telefonu aç. | Open Subtitles | كفتاة صغيرة وأجيبي على المكالمة" |
Evet, öyle Ve tıpkı bir kadın gibi sızlanıyor oysa tıpkı küçük bir kız gibi terketti. " yi söylerken. | Open Subtitles | وتمارس الحب تماماً كامرأة نعم، تفعل وتتألم تماماً كامرأة ولكنها تتحطم كفتاة صغيرة |
küçük bir kız gibi davranmayı kes ve biraz da kötü şeyler yap. | Open Subtitles | توقف عن التصرف كفتاة صغيرة و افعل شيء سيء ولو مرة |
küçük bir kız gibi, küçük bir elbise içinde küçük saddle ayakkabısıyla, küçük örgülü saçıyla.* | Open Subtitles | كفتاة صغيرة مرتدية فستاناً صغيراً و حذاؤها المدرسي الصغير و ضفائرها الصغيرة |
Şimdi herkese, boşaldıktan sonra nasıl küçük bir kız gibi ağladığını anlat. | Open Subtitles | والآن أخبِر الجميع كيف بكيتَ كفتاة صغيرة بعدما قذفتَ |
Bu hiç hoş değildi dostum. küçük bir kız gibi davranma. | Open Subtitles | هذا لم يكن جيدا , يا رجل. توقف عن التصرف كفتاة صغيرة. |
- küçük bir kız gibi davranıyorsun. - Ben değilim. | Open Subtitles | . أنت تتصرف كفتاة صغيرة - . لست كذلك - |
Sırf küçük bir kız gibi duyguların incindiği için bırakma! | Open Subtitles | ولا تنسحبي لأنكِ تأذيتِ كفتاة صغيرة |
Hâlâ küçük bir kız gibi görünmektesin, ancak bu dünyada uyanır uyanmaz bir aslana dönüşmeye başladın. | Open Subtitles | ..... مازلتِ تبدين كفتاة صغيرة لكن لقد بدأتِ تتحولين إلى أسد منذ استيقظتِ هنا |
Sıkı tutuyorum zaten. Hayır, silahı küçük bir kız gibi tutuyorsun. | Open Subtitles | ولكني أمسك بقوة - كلا ، أنتِ تمسكي بالمسدس كفتاة صغيرة - |
Ama beş saat önce küçük bir kız gibi çığlık atmış olurdum. | Open Subtitles | قبل خمس ساعات كنت سأصرخ كفتاة صغيرة |
O kıpırtıyı hissedemiyorum işte. Hâlâ küçük bir kız gibi aşık olmanın derdindesin. | Open Subtitles | هل ما زلتِ تفكرين في الحب .كفتاة صغيرة |
Korktuğunda küçük bir kız gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدين كفتاة صغيرة عندما تخافين |
Korktuğunda küçük bir kız gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدين كفتاة صغيرة عندما تخافين |
Ve küçük bir kızken, insanlarla yardımsever, güvenilir bir dost gibi etkileşim içinde olan robot fikrini hep sevmişimdir -- bizi mutlu eden, hayatımızı zenginleştiren ve bize birkaç galaksiyi kurtarmamızda yardımcı olan birşey. | TED | و كفتاة صغيرة احببت فكرة ان الروبوت يتفاعل معنا كثيرا مثل صديق مساعد موثوق شيئ يبهجنا ,و يثري حياتنا و يساعدنا في انقاذ مجرة او اثنتين |
Bak, histerik küçük bir kız çocuğu gibi davranmayı kes ve telefonu aç. | Open Subtitles | كفتاة صغيرة وأجيبي على المكالمة" |
Orada çişi gelmiş küçük kız gibi dans etmeye devam mı edeceksin yoksa buraya gelip neyin olduğunu söyleyecek misin? | Open Subtitles | هل ستظل ترقص هناك كفتاة صغيرة تريد التبول. أم أنك ستأتي إلى هنا وتقول لي ما بك؟ . |
Beni küçük bir kız olarak gördüğünü biliyorum ama küçük değilim ve hiç olmadım. | Open Subtitles | أعلم بأنك تراني كفتاة صغيرة لكني لست كذلك، ولم أكن كذلك مطلقاً |