İkisi de güzel, ama ille de seçmem gerekirse çikolatalı. | Open Subtitles | في الحقيقة كلتاهما لكن إن أصررت على هذا فسأختار الغامقة |
İki cinayette de şahidi varmış ama ikisi de sahte. | Open Subtitles | لديه عُذر غياب لجريمتي قتل، كلتاهما مُزوّرة بطريقة أو بأخرى. |
İkisi de Üstçavuş Roe'ya ait ama sana göstermek istediğim bu değil. | Open Subtitles | كلتاهما ينتميان للملازم رو ولكن ليس هذا ما أردت أن أريك إياه |
İkisini de ıssız bir yere çekmeye başarmış, demek ki ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لقد تمكن من إستدراج كلتاهما إلى مكان معزول مما يعني انه ناجح بالإغواء |
Aynı yıl, aynı ülkede ikisine de kütüphane denen iki binanın bu kadar farklı gözükmesi nasıl mümkün oluyor? | TED | إذن كيف أنه من الممكن أنه في نفس السنة، في نفس الدولة، تبدو بنايتان، كلتاهما مكتبتان، بشكلين مختلفين تماما؟ |
İkisi de çubuk şeklinde, ikisi de asite dayanıklı... ikisinin de ince bir gölgesi var tıpkı kapalı bir kapsül gibi. | Open Subtitles | كلتاهما على شكل عصويّ، مقاومات للأحماض .. كما أنّهما تملكان ظلّاً طفيفاً، تبدوان محفوظتان في كبسولة. |
Yine de Amerikalı kadınlar, ikisi de 18. ilçede kalıyormuş. | Open Subtitles | لا تزال أنثى أميركية .. كلتاهما تعيشان في الدائرة 18 |
Ve işte bu da sanırım aralarında en kötüsü: iki bayan, ikisi de aynı tarafa doğru bakıyor ve kot giyiyorlar. | TED | وأعتقد أن هذه هي الأسوأ سيدتان,كلتاهما يعرضان بنفس الطريقة, كاتاهما ترتديان الجينز. |
İkisi de hayvanın iskeletinin uzantısı ve birlikte neredeyse 60 kemikten oluşuyorlar. | TED | كلتاهما تتمدّدان على الهيكل العظمي لها، وكلتاهما معًا تتشكّلان من 60 عظْمةً على الأقل. |
Eğer bu ikisine bakarsanız, göz temaslarını, yüz yüze gelmelerine, muhtemelen ikisi de aynı anda konuşmaktalar. | TED | لاحظوا هنا .. يوجد بينهما اتصال بصري .. وكلٌ منهن تنظرُ للأخرة وربما كلتاهما تتحدث في نفس الوقت |
İkisi de, eş, anne, hatta sorumlu bir insan modeli değil. | Open Subtitles | كلتاهما غير مؤهلتان لملئ دور الزوجة و الأم |
İkisi de silahlı ve tehlikeli. Dikkatli olun. | Open Subtitles | كلتاهما مسلحة وخطيرة، يرجى الحذر عند الاقتراب. |
İkisi de uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını iddia ediyorlardı. | Open Subtitles | كلتاهما تدعيان أهما إختطفا من الكائنات الفضائية |
Onlar da yalandı. İntihar teşebbüsüydü ikisi de. | Open Subtitles | حسناً , لقد كذبت حيال هذا محاولتين للإنتحار , كلتاهما |
İkisi de bastırılmış zihinlerin kaçış yeri. | Open Subtitles | كلتاهما مكان أين يتم التنفيس وعي العقل من الظغط |
Eşimi ve kızımı kaybettim, her ikisini de, tekrar kazanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | خسرت زوجتي، و ابـنـتي و أحاول أن استعيد كلتاهما |
- İkisini de aynı kişi yazmış değil mi? | Open Subtitles | أنا محق, أليس كذلك؟ كلتاهما كُتبتا بواسطة الشخص ذاته أمهلني |
Her bir kız Cleveland'dan yaklaşık olarak her iki haftada bir kaçırıldıktan sonra... | Open Subtitles | كلتاهما تم شراءها من كليفلاند حوالى اسبوع او اثنان بعد اختطاف كل فتاة |
İkisinin de kafasına iki kere ateş et, Ve işin bitince beni ara. | Open Subtitles | ضع كلتاهما في رؤوسهما واتصل بي عندما تنتهي |
Her ikisi de perdelerimi açıp lanet yastıklarımı düzletip giyindiğimden emin olacaklardı. | Open Subtitles | كلتاهما.. فتح الستائر، نفش الوسائد اللعينة التأكد من لباسي |
Ve kızlardan hiçbirine tek olduklarını söylemediyse, birkaç hafta boyunca... - ...ikisiyle birden çıkmasının ne sakıncası var ki? | Open Subtitles | وإذا كان لا يريد التحدّث إلى أياً منهما فتلك من خصوصياته ثم ما المشكلة إذا كان يواعد كلتاهما لإسبوعين؟ |
Ancak Fransız yönetimi ikisinde de etkiliydi. | Open Subtitles | لكن الى حد كبير الإدارة الفرنسية تدير كلتاهما |
Bir de Rachel ve Cassie var. İkisiyle de aynı anda yatacaksın. | Open Subtitles | أنا أعرف ريتشل وكاسي كلتاهما سوف يعاشرانك في نفس الوقت |