Evet. 89. caddedeki Claremont Stables Columbus ve Amsterdam arasındaki yeri biliyor musun? | Open Subtitles | نعم,هل تعرفي استطبلات كليرمونت في منطقة التاسع والثمانون بين كولمبوس وامستردام؟ |
Ve bana Claremont'da gösterdiğin nezaketi geri ödemek istedim. | Open Subtitles | وكنت أريد أن أوفي ديني لكِ للطفك الذي قدمتيه لي في كليرمونت |
Seni Claremont'a bu yüzden gönderdim ama sen oradan kaçtın. | Open Subtitles | هذا سبب إرسالكِ إلى كليرمونت ولكنكِ أخرجتِ نفسك |
Görünüşe göre Clairmont ve ekibi, Hırvatistan'daki bir Amerikan CEO'sunu korumak için kiralanmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ (كليرمونت) وفريقهم تمّ توظيفهم لحماية رئيس مجلس إدارة أمريكي في (كرواتيا). |
Alvin,Zion ve burası arasında Clairmont'tan daha yüksek ve dik tepeler var. | Open Subtitles | حسناً, كماتعرفيا( ألفين) هناك الكثير من التلال أكبر من تلال "كليرمونت" التى بيننا و بين "زيون" |
Hattı geçip Clermont'a dek nasıl 50 km ilerleyeceklerini söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتهم كيف سيتخطوا حوالى 30 ميل إلى "كليرمونت" ؟ |
Clermont yakınlarında bir köprüde hareket olduğuna dair sinyal tespit ettik. | Open Subtitles | إلتقطنا بعض الإشارات ..... عن بعض الأحداث عند جسر "قرب "كليرمونت |
Bir an önce Claremont Donanma Üssüne gitmeliyim. Lütfen. | Open Subtitles | عليَّ الوصول إلى قاعدة "كليرمونت" البحرية |
Claremont Bankası'nın Brixham Lake Gelişim Firması ve diğerlerine açtığı dava. | Open Subtitles | "أجل ، بنك "كليرمونت" مقابل بحيرة "بريكسهام للشركات وغيرها |
Nişanlın Jane Claremont'a..., altı ay önce bu programda evlenme teklif ettin. | Open Subtitles | تقدمت لخطيبتك (جين كليرمونت) مباشرة في برنامج "عرض الليلة" قبل ستة أشهر |
437 Claremont caddesi. Şuna bir bakın. | Open Subtitles | عند 437 شارع كليرمونت اسمع هذا |
Kendisi çok anlayışlıdır. Adı Jane Claremont. | Open Subtitles | والتي هي متفهمة للغاية اسمها هو "جين كليرمونت |
Bayan Jane Claremont, hastalarınızla böyle konuşamazsınız! | Open Subtitles | الآنسة "جين كليرمونت ليس لديك الحق أبداً في أن تتكلمي حول مرضاك بأي طريقة كانت شكلاً أو مضموناً |
Kensi Blye ve Peter Clairmont. Şimdi Kensi'nin masum olduğu ortaya çıktığına göre Clairmont'un yaşadığından eminim. | Open Subtitles | والآن من الواضح أنّها بريئة، وأعلم أن (كليرمونت) حيّ حقا. |
Kazanın detayları yoktu. Sonra Clairmont'un neden ortadan kaybolmak istediğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لذا بدأت بالبحث عن الأسباب التي تجعل من (كليرمونت) يريد الإختفاء. |
Demek Clairmont 2006'da sahte ölüm gerçekleştirdi. | Open Subtitles | إذن (كليرمونت) زيّف موته عام 2006. لماذا لم يفعل قبل ذلك؟ أو لم يفعل بعذ ذلك؟ |
Clairmont'un Kensi'nin babasını öldürdüğüne dair bir ipucun yok değil mi? | Open Subtitles | لا تملك أيّ دليل على أن (كليرمونت) قتل والد (كينزي)، أليس كذلك؟ |
O zaman Clairmont, Kensi'nin babası ve Brad Stevens arasındaki bağı öğrendiğini düşünüyor. | Open Subtitles | إذن لابد أن (كليرمونت) عرف أنّ (كينزي) بشأن (براد ستيفنز) وعلاقته بوالدها. |
Ama komutanım, Clermont düşman hattının 50 km gerisinde. | Open Subtitles | لكن يا سيدى , "كليرمونت" على بعد 30 ميل خلف خطوط العدو |
Clermont'ta kaderle randevum var. | Open Subtitles | لدى موعد مع القدر "فى "كليرمونت |
- Sende Benim gibi Clermont Konseyindeydin. | Open Subtitles | لقد كُنت فى مجلس كليرمونت) , كما كُنت أنا) |
Arch Green ve Claremount arasındaki Crescent Yolu. | Open Subtitles | طريق " كريسنت " بيـن " آرش غرين " و " كليرمونت |