Komutan, yapabileceğim Tek şey bu. | Open Subtitles | أيها المساعد, كلّ ما يمكنني فعله إرسال التفويض |
Tek yapabileceğim, cevabımı yüzüne söylemek. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني فعله هو أن أخبره وجهاً لوجه أنّني غير مهتم |
Tek bildiğim 5 yıl önceki adresi. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني تقديمه هو المكان الذي أعرف أنّه عاش فيه قبل 5 سنوات. |
Yani, bazen Tek düşündüğüm o oluyor. | Open Subtitles | أشعر أحياناً وكأنّه كلّ ما يمكنني التفكير فيه |
Tek yapabileceğim, iyi şanslar dilemek olur. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني فعله هو أن أتمنى لكِ حظاً طيباً |
Tek yapabildiğim özür dilemek. | Open Subtitles | ربـّاه , كلّ ما يمكنني فعله هو الأعتذرا. |
Tek söyleyebileceğim, bu tip çoklu kriz vakalarında iyileşme süreci aylar hatta yıllar alır. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني قوله هو أنّه نموذجيّاً في حالات السكتات الدماغيّة المتعدّة، يستغرقُ التعافي أشهراً، و أحياناً سنوات. |
Ama..görebildiğim Tek şey boş konuşan biri.. | Open Subtitles | لكن كلّ ما يمكنني رؤيته أمامي هو خاسر حزين. |
Tek söyleyebileceğim, ilk kıtanın doğru olduğu... Daha fazlasını söyleyemem. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني البوح بهِ أنّ المقطع الأوَّل صحيح، ولا أكثر من ذلك. |
Tek isteyebileceğim bana harika birkaç şarap bırakman. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني طلبه هو أن تترك لي بضع زجاجات نبيذ فاخر. |
Tek söyleyebileceğim, sizinle ortak bir noktamız var. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني قوله، هو أنّ بيني وبينك قاسمًا مشتركًا. |
Diyebileceğim Tek şey bundan iyisini hiç tatmadım... | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني قوله هو أنّي لم أتذوّق شيئًا أفضل قطّ. |
Düşünebildiğim Tek şey kızımı ne kadar özlediğim. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني التفكير فيه، هو قدر افتقادي لابنتي. |
Tek görebildiğim bir kaç kaplumbağa. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني رؤيته هو مجموعة من السلاحف. |
Millet Tek diyebileceğim, Hadi Rock! | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني قوله هيا بنا نعزف الروك |
Tek söyleyebileceğim bu. Anladın mı? | Open Subtitles | هذا كلّ ما يمكنني قوله، أتفهمين؟ |
Tek söyleyebileceğim size zarar vermek istemiyoruz. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني قوله لك هو... أنّنا لم نقصد أيّ أذىً |
Şu anda güvenebileceğim Tek şey bu. | Open Subtitles | و هو كلّ ما يمكنني الاعتمادُ عليه الآن. |
Bir Tek kaşar ayakkabılarıyla tenis ayakkabılarını giyebiliyorum. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني ارتدائه مع ذلك "فك مي بامبس" وأحذية التنس |
Tek yapabileceğim şey perikardiyal tamponad. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني التفكير به هو اندحاس قلبي |