Sunulan Bütün yemekler, kaselerdeki pirinç, hepsi. | Open Subtitles | كل الطعام هنا من صنعي كل طبق ارز علي هذه المائده |
Sunulan Bütün yemekler, kaselerdeki pirinç, hepsi. | Open Subtitles | كل الطعام هنا من صنعي كل طبق ارز على هذه المائده |
Karıncalar tüm yiyecekleri toplayınca... kraliçeyi öldürüp onlara kimin patron olduğunu gösterecek. | Open Subtitles | بعدما يجمع النمل كل الطعام سوف يقتل الملكة |
Ne? Tamam, yemek gitti. tüm yiyecekleri alıyorum. | Open Subtitles | حسنا لقد انتهى الطعام سأحضر كل الطعام موافق |
Ben de diğer işleri yaptım. Hem evdeki tüm yiyeceği kim yiyor? | Open Subtitles | لقد أنجزت الكثير من الأعمال ، ومن هو الذي يقوم بأكل كل الطعام على أي حال؟ |
her şeyi ayarladım, Tüm yemekleri yaptım. | Open Subtitles | أنا رتبتُ كل شيئ أنا اعددتُ كل الطعام |
Bütün yiyecekler sen tadana kadar esrarengizdir. | Open Subtitles | كل الطعام يكون غريباً حتى تتذوقه |
Suçla savaşmaya zamanı kalmaz, çünkü sürekli yemek yiyecek ve yediği bütün yiyecekleri alabilmek için 9-5 arası bir işte çalışacaktır. | TED | ليس لديه وقت لمكافحة الجريمة لآنه يجب أن يتناول الطعام طوال الوقت و أن يعمل من 9 إلى 5 لتوفير كل الطعام الذي يأكله. |
Bütün yemekler kızartılıyor ve etrafta kocaman yılanlar var. | Open Subtitles | كل الطعام هنا مقلى و يوجد ثعابين ثعابين كبيره |
Bütün yemekler sizin mutfağınızdan çıkma. | Open Subtitles | كل الطعام أتى من مطبخك |
Sıkı Dostlar'daki Bütün yemekler annemin tarifleri temel alınarak yapılmıştır." | Open Subtitles | كل الطعام فى جودفيلاس من وصفات أمى" |
Bütün yemekler kavanozlarda servis ediliyor. | Open Subtitles | كل الطعام تم تحضيره في (مايسون جارز) |
Küstahlık yapıyorum, çünkü evimizdeki tüm yiyecekleri atıyorsun ve ben açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أتواقح معك لأنكِ ترمي كل الطعام الذي في منزلنا و أنا أتضورُ جوعاً. |
Hayır! Binanın bu tarafındaki tüm yiyecekleri bırakacaksınız yoksa o ölür. | Open Subtitles | بلي, ستترك كل الطعام بهذا . الركن من المبني, و إلا سيموت |
Kahrolası buzdolabının içinde, tüm yiyecekleri yiyorsun... | Open Subtitles | وخصوصاً عند الثلاجة تأكل كل الطعام |
Ayrıca tüm yiyeceği yemeyeceğine, müşteriler için biraz saklayacağına dair söz vereceksin çünkü gün geçtikçe, seni kucaklamak zorlaşıyor. | Open Subtitles | وعليك بوعدي أنك لن تأكلي كل الطعام وتوفير البعض للزبائن لأن يديك تتطاول كل دقيقة |
Tabii ki, kuluçkaya yeni yatmış olan guguk kuşu tüm yiyeceği yer sıradan kardeşleri de açlıktan ölür. | Open Subtitles | بالطبع، الوقواق الذي فقس مؤخرا أكل كل الطعام و ترك الأشقاء العاديين يجوعون حتى الموت |
"Tüm yemekleri beraber karıştırdı" | Open Subtitles | ♪ قامت بمزج كل الطعام سويا ♪ |
"Tüm yemekleri beraber karıştırdı" | Open Subtitles | ♪ قامت بمزج كل الطعام سوياً ♪ |
Olamaz, dolaptaki Bütün yiyecekler daha kötü olacak. | Open Subtitles | يا إلهي , سيفسد كل الطعام في الثلاجة |
Ben zaten ihtiyacımız olan bütün yiyecekleri aldım. | Open Subtitles | وقد اشتريتُ من قبل كل الطعام الذي نحتاجه. |
Bizi hayatta tutacak tek yiyecek bu. | Open Subtitles | هذا هو كل الطعام المتبقى كى نبقى أحياء |
Verilen her yemekten. Masadaki her kase pirinçten. | Open Subtitles | كل الطعام هنا من صنعي كل طبق ارز علي هذه المائده |
Buzdolabı ve dolaptaki yiyecekleri bu kutuya koy. | Open Subtitles | انا ليست لدي فكرة ماذا يحدث؟ - ضع كل الطعام الذي في الثلاجة هنا- |