Şimdi Bütün dünya benim Araplarla bir meselem olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | الان كل العالم سيعتقد بأن لدي شيء ما ضد العرب |
Bütün dünya Yeni uyanmış gibi görünür sizinle şenlik sevinci içinde şarkı söylüyor sanki | Open Subtitles | كل العالم يبدو مستيقظاّ متجدد مبتهجاً معكم طالما الأغانى تٌغنّى |
Sanırım birimizin Bütün dünya için barış ve mutluluk dilemesi gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يتوجب على كلّ واحدٍ منا أن يتمنـّى السلام و السعادة في كل العالم |
dünyanın her yerinde atlaslarda gösterilen bu tür binlerce harita var | TED | هناك آلالاف من هذه الخرائط التي تم عرضها في الأطلس في كل العالم. |
Aslında böylece pratik olarak Tüm dünyayı kapsayacak bir kesit alabileceğim örnekleri seçebilirdim. | TED | لذا فقد تمكنت من إختيار عينات لتغطية شريحة تقوم تحديداً بتغطية كل العالم. |
Bütün dünyayı dolaşır. | Open Subtitles | إنه يجوب كل العالم لأجل الشؤون الخارجية المهمة |
Ve bu yüksek olan mutasyon oranında işe başladım, hatta tüm dünyada memnuniyetle kullanılan bir program olsaydın , eğer kaybedersen hemen ölmek için mutasyona uğramış olursun. | TED | وأبدأ هذا بمعدل تحول عالي جداً بحيث انك اذا اسقطت برنامج تكراري سوف ينمو بسعادة ليملأ كل العالم لو اسقطته , سوف يصير التحول الى الموت مباشرة |
Bilmesini isterim ki Bütün dünya ona sırtını dönse bile, ben asla dönmeyeceğim ve ona olan aşkım hiç ölmeyecek. | Open Subtitles | أريده أن يعلم بـأن لو تركه كل العالم فإني لن أتركه |
"Bütün dünya bir sahnedir ve bütün erkeklerle kadınlar sadece oyuncudur." | Open Subtitles | كل العالم مسرح وكل الرجال والنساء مجرد ممثلون |
Eğer Gani'yi serbest bırakmazsan Bütün dünya, televizyondan, internetten bu CD'yi izleyecek. | Open Subtitles | ..إن لم تطلق سراح جاني كل العالم سيشاهد هذا على التلفاز والإنترنت والجوال |
En sonunda zayıflığınız Bütün dünya önünde açığa çıkacak. | Open Subtitles | أخيراً ضعفك سينشر أمام كل العالم ليراه, صحيح ؟ |
Michael Jackson. Bütün dünya onun dans adımlarını takip ediyor. | Open Subtitles | مايكل جاكسون, كل العالم يرقص على موسيقاه |
Ben ve orta yaşlı ablam Bütün dünya bizi görsün diye iki kişilik bisiklete bineceğiz. | Open Subtitles | انا واختي التي في منتصف العمر نركب دراجة ذات مقعدين لكي يرانا كل العالم |
Walter Payton'un tarif ettiği gibi o, dünyanın her yerinde yaygın olan bir tip. | Open Subtitles | كما وصفها والتر بايتون, الرأس التى تنتهى عندها كل العالم مشتركة |
Fiber optik kablolar, uydular ve çeşitli teknolojilerle Tüm dünyayı dolaşıyor. | TED | يتوجب عليها المرور في كل العالم: عبر الألياف البصرية، وعبر الأقمار الصناعية، وعبر كل أنواع الإتصالات. |
Bütün dünyayı tek seferde oluşturmuyoruz tabii, | TED | نحن لا ننشئ كل العالم مرة واحدة |
Ve sadece Doğu Almanya'da değil, tüm dünyada aktifti. | TED | ولم تكن نشطة في ألمانيا الشرقية وحسب، بل حول كل العالم. |
Eğer tüm dünya bunlardan kullanabilse, binlerce enerji istasyonundan tasarruf edilebilirdi. | TED | اذا قام كل العالم بأستخدامهم ستوفر مئات من محطات الطاقة |
tüm dünyanın ihtiyacının 50% si için, dünya karasının yüzde birine ihtiyaç var. | TED | لتزويد كل العالم ب 50% طاقة رياح، ستحتاج حوالي 1% من أراضي العالم. |
Şimdi Senatomuza... imparatorluğumuza, bütün dünyaya diyebiliriz! | Open Subtitles | الآن ، يمكننا أن نقول لمجلس شيوخنا إلى إمبراطوريتنا إلى كل العالم |
Bu temsilcinin senin giysilerini dünyanın dört bir yanındaki mağazalara göndermesi gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألم يكن من المفروض أن تقوم ممثلتك تلك بتصدير منتجاتك إلى كل العالم |
Mısır çabucak tüm dünyadaki en ucuz hayvan yemlerinden biri hâline geldi. | TED | الذرة سرعان ما أصبحت واحدة من أرخص الأعلاف الحيوانية في كل العالم. |
Dünyadaki herkes seninle evlenmek istiyor benimse yüzüme bakan yok. | Open Subtitles | كل العالم يريد أن يتزوجك وها أنا أندب حظى |
Gizli yapacak kadar bile ince değilsin. İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın! | Open Subtitles | حتى انك ليس عندك الذكاء لفعل هذا بالسر لماذا امام كل العالم |