İyi haber şu ki, Tüm belirtiler vazovajinal senkopa işaret ediyor. | Open Subtitles | حسناً, الأخبار السارة هي أن كل العلامات تشير إلى أنها إغماءة. |
Branch'ın iyi olmadığına dair... Tüm belirtiler vardı. | Open Subtitles | كل العلامات كانت هناك التي تدل بأن برانش لم يكن على ما يرام |
Onlar arkalarını kollamalılar - Burası insan yiyen canlıların bölgesi. (FISILTI) bütün işaretler yakınlarda taze bir av olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يجب أن يحموا ظهورهم إنَّها مِنطقة آكلي لحوم البشر كل العلامات تُشير الى صيد طري بالقرب من هنا |
Sen çok daha iyi kamufle ettin ama bütün işaretler var sende. | Open Subtitles | إنّك تضع عليه قناع بطريقة أفضل من الكثيرين، لكن... لديك كل العلامات... |
Şaşırmadım. Tüm işaretleri yanlış okuduk. | Open Subtitles | لن أتفاجأ فلقد فهمنا كل العلامات بشكل خاطيء |
Eisenhower Tüm işaretleri görmezden geldi ve iş işten geçene kadar bekledi. - Onlara son saldırdığımızda olanları gördünüz. | Open Subtitles | لقد تجاهلت كل العلامات وانتظرت حتى فوات الأوان لن أكرر نفس الخطأ مرة أخرى |
Şey, konuşmak için biraz erken ama tüm işaretler iyiyi gösteriyor. | Open Subtitles | حسناً، إنّ هذا يبدو مبكّراً لكن كل العلامات تشير إلى نجاح علاقتنا |
Tüm belirtiler ortadaydı ama görmezden geldin. | Open Subtitles | كل العلامات موجودة لكن تجاهلتيها |
Dili şişmiş. Tüm belirtiler destekliyor. | Open Subtitles | اللسان مليء بالدم كل العلامات |
bütün işaretler, diğerini Nathan Resor olarak gösteriyor. | Open Subtitles | كل العلامات تشير الى أن نايثان ريسور هو النصف الاخر |
Bunu kimsenin önleyebileceğini sanmıyorum. bütün işaretler... | Open Subtitles | لا أعتقد أن أحداً آخر يستطيع ... كل العلامات تُشير |
Şimdi ise bütün işaretler, onun oradan kurtulacağını gösteriyor. | Open Subtitles | والآن كل العلامات تشير إلي أنه سيخرج |
Sanki bütün işaretler sana evlenmemeni söylüyor. | Open Subtitles | وكأن كل العلامات تحذرّك من الزواج |
bütün işaretler yalan söylediğini gösteriyor. | Open Subtitles | كل العلامات تشير إلى الكذب. |
Tüm işaretleri kaçırdın çünkü tamamen kendini düşünüyorsun. | Open Subtitles | ...لقد فقدت كل العلامات لأنك مغرور تماماً |
Demek istediğim, tüm işaretler ortada-- uyuşturucu kullanımı, akademik performansın düşüşü-- ama böyle olacağını biz bile düşünmemiştik. | Open Subtitles | أعني، كنت كل العلامات تشير لهذا تعاطي مخدرات، أداء دراسي سيئ لكننا لم نتوقع أن يفعل شيئاً بهذه البشاعة |
tüm işaretler kanseri gösteriyor ama bulamadığımız bir kanseri yok edemeyiz. | Open Subtitles | كل العلامات تشير إلى السرطان لكن لا يمكنك علاجُ سرطانٍ لا تجده |