İkisiyle de ilgili her şeyi bilmek istiyorum. Bir an önce. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عنهم في أقرب وقت |
NBC Kiti dışında her şeyi paketleyin, biz Chris'e nispet bu kum torbalarını kulanacağız. | Open Subtitles | كل شيء يمكن التعامل معه الا حزمة المواد الكيماوية التي بخلاف كريس, سنحملها في هذه الحقائب الصحراوية |
Kızı hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عن ابنتها |
Evans ve McCombs hakkında Irak'la ilgili bulabildiğim her şey burada. | Open Subtitles | هنا كل شيء يمكن أن اجده على ماككومبس وايفانز في العراق |
Fakat Yunanlılar bize her şeyin, her şey olabileceğini öğretiyor. | Open Subtitles | لكن اليونانيّون علمونا أن كل شيء يمكن أن يكون نفسه |
Hayır, ben büyük olasılıkla her şey yolunda olabilir dedim ve açıkçası, bu davayı mahkemeye taşıyacağınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا، لقد قلت كل شيء يمكن ان يكون بخير و بصراحة، كنت أعتقد أنكِ ستتقدمين بالقضية |
Şimdi sevgilime gitsek ve her şeyi anlatsak yanlış anlaşılmayı açıklayabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | إذا ذهبنا للسيدة الآن . وأخبرناها كل شيء يمكن أن لا نظل ظاهرين كـ سوء فهم .. |
Arzuladığın her şeyi geçen gece getirdi mi sana? | Open Subtitles | الليلة الماضية جلبت لك كل شيء يمكن أن ترغبينه؟ |
İlk randevuda yapılacak her şeyi söyledim galiba. | Open Subtitles | أظنني مررتُ على كل شيء يمكن أن أقوم به، في الموعد الأول |
Ama ben yine de bütün bu her şeyi öğrenebilme, her şeyi başarabilme ödülünün bu basit riskten daha ağır bastığına karar verdim. | Open Subtitles | والمكافأةكانت.. أن كل شيء تعلمناه كل شيء يمكن أن نحققه، كلهذا.. |
- Geri dönmek için elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أنا قد أكل بالكاد. كان كل شيء يمكن أن أفعله أن يعود على الإطلاق. |
# Elde edip her şeyi, Kaybetmemek için hiçbir şeyi # | Open Subtitles | ♪ كل شيء يمكن الحصول عليه و لا شئ يمكن فقدانه ♪ |
Verna McBride'i bulmamız için her şeyi incelemeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى نبش كل شيء يمكن أن نجده عن فيرنا ماكبرايد. |
Gayrimenkul konusunda her şeyi biliyorum ama kimsenin umurunda değil gibi. | Open Subtitles | أعرف كل شيء يمكن معرفته عن العقارات، ولا يبدو أن أحدًا يهتم. |
her şeyi halletmek için esas olan dört ilk adım, herkesin başlayabileceği dört ilk adım, sonrasında olacaklara karar verebilecek dört ilk adım. | TED | هناك أربع خطوات أولى مهمة لإنجاز كل شيء، أربع خطوات أولى تمكّن الجميع في البدء، أربع خطوات أولى تقرر كل شيء يمكن أن يحدث بعد ذلك. |
Ona bir kadının isteyebileceği her şeyi verdi. | Open Subtitles | أعطاها كل شيء يمكن أن تطلبه الإمرأة |
Sen bir erkeğin yapabileceği her şeyi yaptın. | Open Subtitles | فعلت كل شيء يمكن للرجل أن يقوم به |
İhtiyacınız olabilecek her şeyi odada bulacaksınız. | Open Subtitles | سوف تجد كل شيء يمكن أن تحتاجه في الغرفة |
Girişimle ilgili yatırımcı kaybına sebep olabilecek tüm sorunlar hakkında her şey bana soruluyordu. Erkek kurucu ortağıma ise girişimimizin yatırımcı kazancını artıracak başarı potansiyeli hakkında, kısacası girişimimizde yolunda giden konular hakkında sorular sorulmuştu. | TED | لقد سُإلت عن كل شيء يمكن أن يفشل في المشروع للحث على خسارة المستثمرين بينما سُإل زميلي الرجل عن احتمالية ربح مشروعنا لرأس مال كبير لتعظيم مكاسب المستثمرين، وخصيصاً كل شي قد ينجح في المشروع. |
her şey karanlık labirent komplosu değildir ve herkes iki yüzlülük, yalancılık, sahtekarlık planları yapıp oturmuyor. | Open Subtitles | ليس كل شيء يمكن تفسيره على انه مؤامرة ضد السود, وليس كل واحد يفكر بالتآمر والخداع والتعتيم. |
her şey yeniden eski haline döndürülemez. Ne kadar istersen iste. | Open Subtitles | ليس كل شيء يمكن إعادة تجميعه مع بعضه مرة أخرى |
Eğer birlikte çalışırsak her şey eskisi gibi olabilir. | Open Subtitles | كل شيء يمكن أن يعود تماماً كما كان, إن عملنا مع بعضنا البعض |