Tek söylediği, istasyondan bir kadın aldığı ve onu göldeki otele götürdüğü. | Open Subtitles | كل ما قاله هو أنه أقل امرأة من المحطة وأخذها لفندق البحيرة |
Tek söylediği Büyük Almanya'nın geri döndüğü ve bölgesel iddiaları olduğu. | Open Subtitles | كل ما قاله هو عندما استعيدت ألمانيا العظمى لن يملك سوى مطالب محلية |
Tek söylediği buraya seyahat edeceği, ve buraya gelmek istediği. | Open Subtitles | كل ما قاله هو أنه سيسافر إلى هنا غداً، يريد زيارتنا |
Bin Dokuz Yüz'ün rıhtıma inerken onu izlediğini anımsıyorum, ve bütün söylediği şuydu: | Open Subtitles | وأتذكر 1900 وهو يراه يغادر المينأ كل ما قاله هو اللعنة الى الجاز أيضاً |
Bin Dokuz Yüz'ün rıhtıma inerken onu izlediğini anımsıyorum ve bütün söylediği şuydu: | Open Subtitles | وأتذكر 1900 وهو يراه يغادر المينأ كل ما قاله هو |
Tek söylediği orada olmadığı yalanıydı. | Open Subtitles | كل ما قاله هو كذبة كبيرة حول وجوده هناك |
Tek söylediği onu koruduğuydu. | Open Subtitles | كل ما قاله هو انه يقوم بحمايتها |
Tek söylediği Büyük Almanya'nın geri döndüğü ve bölgesel iddiaları olduğu. | Open Subtitles | كل ما قاله هو عندما استعيدت (ألمانيا) العظمى لن يملك سوى مطالب محلية |