Tüm yaptıkları, biz Rusların paralarını son kuruşuna kadar sömürmek. | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو الاستحواذ على أموالنا الروسية مجانا |
Tüm yaptıkları içki içip olay çıkarmaktı. | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو الشرب و التسبب في المشاكل |
Komik bile değiller. Tüm yaptıkları sürekli fortlamak. | Open Subtitles | ليسوا مضحكين, كل ما يفعلونه هو إطلاق الريح طوال الوقت. |
Elmhurst'ta Tek yaptıkları o, at binmek. | Open Subtitles | وهذا كل ما يفعلونه في إلمهرست امتطاء الخيول |
Silah kaçakçısı ve karşısındaki çılgın moruk... Tek yaptıkları her gün kapışmak. | Open Subtitles | لدينا تاجر أسلحة في الجهة المقابلة من الشارع ورجل مجنون في آخره كل ما يفعلونه هو المشاجرة |
Yani, ortaçağda yaptıkları tek şey bu değil miydi, şarap içmek? | Open Subtitles | ألم يكن كل ما يفعلونه في القرون الوسطى هو شرب الخمر؟ |
Orada yaptıkları tek şey su içmek | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هناك هو شرب الماء |
Tüm yaptıkları... iş ve dua dua ve iş, iş ve dua... | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو الصلاة والعمل ...والعمل والصلاة |
Elbette ki Tüm yaptıkları kendilerini insanlığın kurtarıcısı olarak göstermek. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال، كل ما يفعلونه حقا هو وضع أنفسهم... كمنقذين للبشرية. |
Tüm yaptıkları para kazanmak. | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو كسب المال. |
Tek yaptıkları kafa çekip, konuşmak. | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو تدخين الكوكايين والكلام |
Gerçek Mavi Amerikalılar kendilerine çete diyorlar ama Tek yaptıkları, köşelerde durup İngiltere'yi lanetlemek. | Open Subtitles | الأمريكين الوطنيين يدعون أنفسهم عصابة ولكن كل ما يفعلونه هو فقط الوقوف بجانب الزاوية يلعنون فى انجلترا |