Tüm bunlar konakçıyı korumak ve diğerlerini uzaklaştırmak için ruhun kandırmacasıdır. | Open Subtitles | كل هذا هو خداع تلك الروح لحماية العائل, وعزله عن الآخرين |
Belki de Tüm bunlar tomruk şirketlerine düşmanca bir ortam yaratmak içindir. | Open Subtitles | ربما سبب فعل كل هذا هو خلق بيئة عمل عدائية لشركات التحطيب |
- Nasıl oluyor da boyle söylüyorsun, bunların Hepsi senin hatan. | Open Subtitles | كيف لا تكون غلطتك؟ كل هذا هو غلطتك |
Artık oğlum olduğuna göre bir gün bunların Hepsi senin olacak. | Open Subtitles | آه! يا، كما تعلمون، الآن أنك أنت ابني، يوما ما كل هذا هو ستعمل يكون لك. |
Elbette tüm bunların aptal kahramanı, uzun zamandır acı çeken Bay Wilkes. | Open Subtitles | وبالطبع الشخصية الهزلية في كل هذا هو السيد ويلكس الذي عانى طويلاً |
tüm bunların amacı ise karşılaşacağımız engellerle yüzleşmek için yeni fikirler ortaya atabilecek bir nesil yetiştirmek. | TED | وهدف كل هذا هو تنشئة جيل من الناس قادرين على التوصل إلى أفكار جديدة لمواجهة التحديات التي تواجههم. |
Fakat bence, tüm bunlardan sonra eve gidip sadece ikimizin olacağı bir gece geçirmek güzel olabilir. | Open Subtitles | لكن أعتقد بعد كل هذا هو قد يكون من اللطيف الذهاب إلى البيت لوحدنا فقط كلانا فقط |
- Telaşa mahal yok, rahibe. Çünkü bütün bunlar, rezil bir yalandan ibaret. | Open Subtitles | لا حاجة لأن تقلقي يا أختاه لأن كل هذا هو محض كذبة كبيرة |
Yani Tüm bunlar birçok twitleme demek, değil mi? | TED | لذلك كل هذا هو الكثير من إستخدام التويتر، أليس كذلك؟ |
Ancak Tüm bunlar, merhametli ve şefkat gösteren yaratıcının adını yüceltmek içindir. | TED | ولكن كل هذا هو بالنسبة لنا لتمجيد اسم الخالق واسمه الأول هو الرحمن الرحيم. |
Tüm bunlar içinde tek pişmanlığım seninle birlikte olamamak. | Open Subtitles | إن الشيء الوحيد الذي أندم عليه وسط كل هذا هو أنني لم أكن معك أبداً |
Tüm bunlar... zengin topraklarımızdan en iyisi. | Open Subtitles | كل هذا.. هو أفضل جدا من التربة الغنية لدينا |
- Tüm bunlar bir cümbüş. - Belki de ama benim cümbüşüm. | Open Subtitles | كل هذا هو لمجرد المضرب ربما، ولكنه مضربي |
Çünkü bence Hepsi senin hatan. | Open Subtitles | حقاً؟ لأننى سأقول أن كل هذا هو غلطتك |
- Hepsi senin suçun, bunu biliyorsun! | Open Subtitles | تعلمين أن كل هذا هو خطأك |
Bunların Hepsi senin fikrin. | Open Subtitles | كل هذا هو فكرتك. |
tüm bunların benim suçum olduğuna hâlâ inanamıyorum. | Open Subtitles | أقصد, لا استطيع التصديق ان كل هذا هو خطئي |
tüm bunların amacı şeytan çıkarmaların işe yaradığını bana göstermekti. | Open Subtitles | أتعلم، المغذى من كل هذا هو أن تريني أن عملياتك لطرد الأرواح قد أجدت نفعًا |
tüm bunların lezyonun neticesinde olduğunu öğrendiği zaman mı? | Open Subtitles | عندما يعلم أن كل هذا هو نتيجة للتقرّح الذي في رأسه |
Bütün bunlardan ilişkiler söz konusu olduğunda sapıkça davrananın ben olmam gerektiğinin farkına vardım. | Open Subtitles | أتعرفان , أعتقد بأن ما أدركته من كل هذا , هو بأن الأمر عندما يأتي إلى العلاقات أحتاج أن أكون الشخص اللعوب |
bütün bunlardan almanızı umuduğum şey bir yaratıcıya inanmayarak entellektüel bir intiharda bulunmayın | Open Subtitles | ما آمله من كل هذا هو أن لا ترتكبوا إنتحار عقلاني بالإيمان بوجود خالق وراء الخلق |
Bugün, bütün bunlar artık hayal meyal hatırlanıyor, ancak Cadılar Bayramı her yıl kötülüğü ve korkusuyla tekrar tekrar yaşanıyor. | Open Subtitles | اليوم كل هذا هو ذكرى باهته لكن الهالويين يأتى كل عام ومعه الظلام والخوف |
bütün bunlar düşündüğümden daha zormuş. | Open Subtitles | كل هذا هو أصعب بكثير مما ظننت أنه سيكون. |