"كل وقتك" - Translation from Arabic to Turkish

• Tüm zamanını
• Tüm vaktini
• tüm zamanınızı

Aramak istedim, ama Tüm zamanını boşa harcamak istemedim.
لقد أردت أن أتصل لكن إعتقدت أنه لا يجب أن أهدر كل وقتك

Tüm zamanını ve enerjini onu öldürmek için harcıyorsun.
كنت تهدر كل وقتك و . طاقتك في المحاولة لقتله

Tüm zamanını evi terk etmeden telefonda geçirerek süper ajanlık mı oynayacaksın?
إذا ستقضي كل وقتك بلعب دور الجاسوس الخارق, تقطع خطوط الهاتف, و لا تغادر المنزل؟ لا..

Tüm vaktini işten kaytararak mutlu olamazsın.
لن تسعد أبداً اذا قضيت كل وقتك فى اللهو حقاً؟

Tüm vaktini uçuş okulunda, lisansını alabilmek için geçirdin.
. تقضي كل وقتك في مدرسة الطيران للحصول علي رخصتك

Bunu yaptığınız zaman, hemen fark edeceksiniz ki tüm zamanınızı, insanla makine arasındaki arayüz üzerinde özellikle de etkileşimdeki sürtüşmeyi kaldırmak için harcamışsınız.
عندما تفعل ذلك ،ستلاحظ بسرعة أنك أمضيت كل وقتك على الواجهة بين الإنسان والآلة، وعلى وجه التحديد تصميم البعد عن الاحتكاك في التفاعل.

Tüm zamanını ve paranı süper bir giysi için harcadın ve onunla ne yapıyorsun?
قضيت كل وقتك ومالك باختراع حلة خارقة، وماذا تفعل بها ؟

Tüm zamanını bu aptal oyunu oynayarak mı geçiriyordun?
قضاء كل وقتك في هذه اللعبة الغبية

Şimdi de Tüm zamanını bu kitaplarla harcayan sensin.
والآن أنت تقضين كل وقتك مع هذه الكتب

Aramak istedim, ama Tüm zamanını boşa harcamak istemedim.
..... لقد أردت أن أتصل لكن إعتقدت أنني لا يجب أن أضيع كل وقتك

Tüm zamanını kızların bacaklarına masaj yapayım derken kazanman imkansız.
-لا يمكنك ان تفوز اذا قضيت كل وقتك في تدليك سيقان الفتيات

Tüm zamanını ve tüm dikkatini vereceksin. Tüm kaynaklarını kullanacaksın.
سيأخذ كل وقتك وكل اهتمامك وكل مواردك

O kadın Tüm zamanını kendisine ayırmanı istiyor.
تلك المرأة تريد احتكار كل وقتك

Çünkü Tüm zamanını benimle geçirmeni istiyorum.
-لأنني اريدك ان تمضي كل وقتك معي

Dışarıda Tüm vaktini buranın yarısı kadar güvenli bir yer aramakla geçirirsen bile asla bulamazsın, dostum.
لا يمكنك قضاء كل وقتك تبحث عن مكان أمن مثل هذا

Tüm vaktini sandalyenin içinde geçirmek nasıl bir şey?
ما هو شعورك عندما تقضى كل وقتك وانت فى كرسى متحرك ؟

Sen sadece kendi makamını açtın ve zaten Tüm vaktini burada çalışarak harcadın.
أنت من فترة قصيرة فتحت هذا المكتب وبالفعل , قضيت كل وقتك هنا , تعمل

- Tüm vaktini ve enerjini onları onarmaya harcıyorsun. İnsani olanı yapmak ve onlarla yatıp sonra kaçmak dururken.
لقد طوعت كل وقتك وطاقتك لإصلاح حالهن

Nasıl tüm zamanınızı bu adamla geçirip bizim de size ihtiyaç duyabileceğimizi düşünmezsiniz?
كيف تقضين كل وقتك, قلقة بخصوص بونسليت ولا تفكرين بأننا ربما نحتاجك؟

Yeni dünyanızda tüm zamanınızı geçirirken, eski dünyadan size ulaşmaya çalışanları unutmak kolay.
عندما يكون لديك تم انفاق كل وقتك في العالم الجديد الخاص بك... فمن السهل أن ننسى أنه قد يكون هناك شخص تحاول الوصول إليك من العالم القديم.