Sana ağızlık taktığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | لِأجلِ قتلها ؟ اعتقد اننا وضعنا كمامة عليك. |
Köpek seni ısırdığında ya onu uyutursun ya da ağızlık takarsın. | Open Subtitles | بعدما بعضك الكلب، يمكنك أن تضعه للنوم أو أن تضع كمامة عليه. |
Şu herife ağızlık takın. | Open Subtitles | - حَسَناً، يُصبحُ a كمامة على ذلك الرجلِ. |
Ya da sen biraz yerde uzanıp bir süreliğine ağzını kapatsan iyi edersin. | Open Subtitles | أو ربما تستلقي علي الأرض وتضع كمامة لفترة |
10 mermili şarjör, geri tepmeyi azaltan namlu ağız baskısı. | Open Subtitles | 10 طلقات , له مشط , نتاش دائرى كمامة ضابطة مخففة للنتوع |
Pusuya yatmış olsaydım, maske takıyor olurdum. | Open Subtitles | كان كميناًُ لو كنـُت أرتدي كمامة |
Ve bu arada, Kane neredeyse iki haftadır bize hiç zaman ayırmadı Ben'in ağzına O'Hare seremonisi için tıkacı taktığı zaman hariç tabii. | Open Subtitles | وبالمناسبة " كين " لم يعطنا وقتاً من اليوم منذ حوالي أسبوعين " ما عدى بالأساس وضع كمامة على فم " بين |
Bir de ağızlık takalım bari. | Open Subtitles | لما لا يضعون كمامة للأطفال فحسب؟ |
Ağızlarına ağızlık takacaktın! | Open Subtitles | كان يجب عليك ان تضع كمامة على افواههم |
İyi, güçlü bir ağızlık. | Open Subtitles | أي كمامة قوية جيدة. |
Köpeğe ağızlık takmalısın Abby. | Open Subtitles | كان يجب وضع كمامة على ذلك الكلب يا (آبي). |
Şu köpeğe ağızlık takmalısın. | Open Subtitles | يجب وضع كمامة على هذا المغفل |
Bir ağızlık istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ a كمامة. |
Jean Pierre ona ağızlık takmalı. | Open Subtitles | يجب علي (جاين بيبر) أن يضع كمامة عليها. |
Ve adından, kendi sutyeniyle ağzını tıkayacağım. | Open Subtitles | وبعدها سوف اضع عليها كمامة من نفس صدريتها. |
Şunun ağzını bağlayacak bir şey, belki? O satış yapabiliyor, evlat. Siktir git lan buradan, seni küçük piç. | Open Subtitles | كمامة فم، ربما؟ إنه يقوم ببيع العقارات يا بني اخرج من هنا ايها الملعون الصعير |
ağzını tıkamaya çalışırken kızı boğmuş da olabiir. | Open Subtitles | لكل ما أعرف كان يحاول وضع كمامة لها ليخنقها بشكل حادثة حتى الموت |
Ya silahı bırakırsın ya da namlu ağzına girer. | Open Subtitles | بندقية على الأرض، أو كمامة في فمك. |
Sonra da cildine namlu ağzı çarpmış. | Open Subtitles | ثم حطموا كمامة فيه. |
Yüzüne maske falan tak. | Open Subtitles | ضع كمامة على ذلك |
-Brian, maske takacağım. | Open Subtitles | -بريان) ، سأرتدي كمامة ، لم أكن أعرف) |
Ağız tıkacı. | Open Subtitles | إنها كمامة الكرة |