Bunlar Ayrıca bir masaüstüne sığacak kadar küçükler. | TED | كما انها الان صغيرة لدرجة انه يمكنك وضعها على المكتب |
Ayrıca bitkiler oynayabilirler(eğlenebilirler) . Gerçekten oynuyorlar. | TED | كما انها تقوم ببعض الالعاب انها تعلب حقاً |
Onlar albüm, plak değil. Ayrıca klasik, eski değil. | Open Subtitles | حسنا , انها البومات وليست اسطوانات كما انها عصرية وليست قديمة |
Hiç bir şey yapmak veya hiç bir yere gitmek istemiyor. | Open Subtitles | كما انها لا ترغب بالقيام باي شيء ولا الذهاب لاي مكان |
Üstelik Manhattan'da. Sosyeteden birinin oğlu için yaptığı ilk doğum günü partisi. | Open Subtitles | كما انها في منهاتن , انها اول عيد ميلاد لابن شخص اجتماعي |
Ayrıca tüm dikkatleri Müslüman toplumlara çevirdi. | Open Subtitles | كما انها وضعت المجتمع المسلم تحت المنظار |
Ama ben çocuklarımı fazla görmüyorum. Ayrıca, iç karartıcı. | Open Subtitles | على ايّ حال أنا لا اقابل اطفالي كثيراً, كما انها تسبب ليّ الكآبه |
Bu, kızım Aria Ayrıca kurtarıcım, çünkü buraya geldiğimde dükkanda hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كما انها معروفة ايضا بالمخلصة لي لانه عندما اكون هنا سوف يكون هنالك ثلاث كؤوس |
Ayrıca sinir bozucu bir herifle evin her tarafında takılıp duruyor. | Open Subtitles | كما انها تتجول مع صديقها المزعج في كل أنحاء البيت |
Ayrıca Dublin-Amerika arası seferleriyle meşhur bir geminin adı. | Open Subtitles | كما انها ايضا اسم سفينة الرحلات الشهيرة من دبلن الى امريكا |
Bu Ayrıca, rakiplerimiz amaçlarımızı engellemeye çalışırsa, onlar için elimize koz veriyor. | Open Subtitles | كما انها سوف تعطينا القوة للفوز على معارضينا إذا كانت بداية حجب أهدافنا |
Ayrıca, paylaşacak bir kız arkadaşımın olmaması senin hatan. | Open Subtitles | كما انها غلطتك اني ليس لدي صديقات للمشاركة معهن |
Ayrıca kancalı kurtu tedavi ettiği iddia edilen ünlü kocakarı ilacını bulmuştu. | Open Subtitles | كما انها كانت تعد دواء منزليا من المفترض انه يشفي من الديدان الشصية |
Ayrıca, balıkçılık araçlarına dolanıyorlar. | TED | كما انها تعلق ايضا - الحيتان - في معدات الصيد |
Ayrıca, bana neye malolacak, 38 dolar mı? | Open Subtitles | كما انها كم ستكلفني، 38 دولار؟ |
Ayrıca onun başarılı, bir gitarist olduğunu da biliyormuydun? | Open Subtitles | كما انها كانت عازفة جيتار احقا؟ |
bir tür solunum ya da dolaşım gibi birşey. | TED | كما انها ايضا كأنها شكل من أشكال التنفس او الدورة الدموية. |
Şimdi söyledğiniz şey de bu, ve eski bir şarkı gibi, bu hem söylediğiniz şey, aynı zamanda söyleme şekliniz. | TED | أيضا، والآن هذا ما تقوله، إنها مثل الأغنية القديمة إنها ما تقوله كما انها بالطريقة التي تقول ذلك |
Ve kendisi Studs'ın bahsettiği bir konuyu da sorguluyor: şu resmi doğruluk fikri, resmi doğruluğu sorgulamak. | TED | كما انها طرحت سؤالاً تحدث عنه ستودس: تلك النظرية عن الحقيقة الرسمية, وأنه علينا اختبارها. |