Genelde tüm insanların yaptığı gibi işleri fazla karmaşıklaştırma. | Open Subtitles | لا تعقّد من الأمور كما تفعلون أنتم البشر. |
Bu yüzden kız kardeşinin diğer yılanlara yaptığı gibi daha zehrini akıtmaya vakti olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | على ضفة نهر " كامبرلاند " هكذا أعلم أنك وأختك لن تجدوا فرصة سحب سمومها كما تفعلون بالأخريات |
Siz Yakışıklı ailesinin her zaman yaptığı gibi... | Open Subtitles | -أجل، كما تفعلون دائماً يا آل (تشارمينغ ) |
Onu ya vururuz, Teddy Sanchez gibi... veya İngiltere'de yaptığınız gibi asarız. | Open Subtitles | اما ان نطلق عليه النار كما فعلنا مع تيدي سانشيز او نشنقه كما تفعلون في انكلترا |
Her zaman yaptığınız gibi beni ezip geçmenize izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن ادعكم تحبطونني كما تفعلون دائماً |
Olaylara sizin gibi bakmıyorum. | Open Subtitles | انا لا انظر للأمور كما تفعلون انتم يا جماعة |
Bir zamanlar, aynı sizler gibi bizler de galaksiyi inceliyorduk. | Open Subtitles | لكن في فترة ما من الزمن الماضي استكشفنا المجرات، كما تفعلون تمامًا. |
Siz Yakışıklı ailesinin her zaman yaptığı gibi... | Open Subtitles | -أجل، كما تفعلون دائماً يا آل (تشارمينغ ) |
Orada devlet memurlarının yaptığı gibi bedava minik sandviçleri ağzıma doldururken, (Gülüşmeler) Salonun diğer ucundan genç bir adamın bana el salladığını, gülümseyerek bana yaklaştığını fark ettim. | TED | بينما كنت واقف هناك ادخل الساندويتشات في فمي كما تفعلون دائماً كموظف عمومي (ضحك) لاحظت في الغرفه، رجل شاب يبتسم لي ومن ثم اقترب مني. |
Anca orada oturup her zaman yaptığınız gibi benim hakkımda konuşup durun. | Open Subtitles | كما تفعلون دائماً |
- Her zaman yaptığınız gibi döküme başlayın. Hadi. - Gidelim. | Open Subtitles | أبدأ الصب كما تفعلون دائماً |
- Sıradan, sizin gibi sıkı eğleniyoruz işte. | Open Subtitles | لا شيئ فقط نحتفل بشدة كما تفعلون يا شباب |
Kesinlikle. Aslında ben de sizin gibi sadece izliyorum. | Open Subtitles | في الاساس انا اشاهد فقط كما تفعلون انتم |
Ama sizler gibi gün ortasında içmeye çıkmak gibi bir lüksüm yok. | Open Subtitles | في منتصف اليوم كما تفعلون أنتم |