Beni sana olduğu gibi 'uygun' bir evliliğe zorlamaya çalışmayacağına söz ver. | Open Subtitles | عدني أنك لن تحاول إجباري للتزوج من رجل مناسب كما تم إجبارك |
Bu akşam her şey planlandığı gibi giderse, sesimi beyinlerinizle eşleştirme yeteneğimi kullandım. | TED | إذا تم كل شيء الليلة كما تم التخطيط له، عندها أكون قد استخدمت قدرتي على نطق الصوت وجعلته يقترن بأدمغتكم، |
Çatışmanın bir aracı olarak şiddet, aynen okların ve yayların terk edildiği gibi terk edilebilir. Çünkü biz onları daha etkili olan silahlarla yer değiştirmiştik. | TED | حينها يمكن أن يتم هجر العنف كوسيلة للصراع، كما تم هجر الأقواس والأسهم، لأننا استبدلنا بهم أسلحة أكثر فاعلية. |
Bana dendiği üzere ona dolu olduğunu söyledim; ama devam etti de etti. | Open Subtitles | قُلت إنها كاملة, كما تم إبلاغي بذلك ولكنهُ ذهب للتو |
Ortamın kuruluğundan dolayı özür dilerim ama bugün bana da birkaç defa hatırlattıkları üzere annem içki içilmesini onaylamazdı. | Open Subtitles | آسف لانعدام الأشربة، لكن كما تم تذكيري مرات عديد اليوم، أمي لم توافق على الكحوليّات. |
Senin gibi erkeğin vücudu da önceden seçildi. | Open Subtitles | كما تم اختيار جسد رجل بشرى مثلما تم اختيارك |
Kendimi lanetlediğim gibi ailemi de lanetledim. | Open Subtitles | لقد حكمت على عائلتي بالموت كما تم الحكم علي بالموت |
Canavarı yakaladığınıza göre, artık yarışma planlandığı gibi devam edebilir. | Open Subtitles | بوجود الوحش في الأسر يمكن إتمام المسابقة كما تم التخطيط لها |
Rosaleen Cloade, kendisine söylendiği gibi saat tam onu dört geçe... ..Bayan Marchmont'u aradı. | Open Subtitles | كما تم الترتيب له,فى العاشرة و أربع دقائق تماما قامت روزالين كلود بالأتصال بالأنسة لين مارشمونت. |
Anlaştığımız gibi, cezanın son altı yılı affedildi. | Open Subtitles | كما تم الاتفاق السنوات الست الأخيرة من عقوبتك سيتم إزالتها |
Johnny Blaze bugün, planlandığı gibi 50 arabanın üzerinden atlamayacak ama bunun yerine altı adet UH-60 Kara Şahin helikopterinden atlayacak. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي، لن يقفز جوني بليز على 50 سيارة كما تم ترتيبه بدلاً من ذلك سيقفز على 6طائرات مروحية |
Tanrıların emrettiği gibi geleceği oluşturuyorum. | Open Subtitles | نحن نبني المستقبل كما تم إملاؤه من طرف الآلهة |
Tanrıların emrettiği gibi geleceği oluşturuyoruz. | Open Subtitles | دكتور، نحن نبني المستقبل كما تم إملاؤه من طرف الآلهة |
Bana dokunamaman iyi bir şey, çünkü sen de diğerleri gibi kovulabilirdin. | Open Subtitles | من الجيد ان لاتقدري على لمسي لإنه يمكن ان تطردي بالظبط تماما كما تم طرد فتياتك |
Şimdi daha önce planladığımız gibi opera meselesiyle devam edelim ve bu politik saçmalığı bir kenara bırakalım olur mu? | Open Subtitles | فلنبقى مع مشكل الأوبرا كما تم الاتفاق، وننسى هذه السخافات السياسية |
Neden emredildiği gibi kuzey kapısında beklemedin? | Open Subtitles | لما لا تقف عند البوابة الشمالية كما تم أمرك ؟ اعتذاري |
Çocuğu aldığımızda söylemiştim, kiralandığımız üzere onu teslim etmeliydin. | Open Subtitles | أخبرتك حين أخذنا هذا الطفل، أنه يجب أن تسلمه كما تم إستأجرنا لفعله |
Sicilya, Kazablanka'da anlaşıldığı üzere defterdeki bir sonraki hedefti. | Open Subtitles | جزيرة (صقليه) كما تم الأتفاق فى كازابلانكا) كانت هى المحطه التاليه) |
Bizim çalışmamızla birlikte birçok çalışma gösteriyor ki öğrenciler ile etkileşim hâlinde, aktif öğrenme teknikleri kullanıldığında performans her alanda artış gösteriyor. -- Katılımda, etkileşimde ve standartlaştırılmış bir testte ölçüldüğü üzere öğrenmede. | TED | هناك عدة دراسات، وضمنها هذه الدراسة، التي تظهر أن استخدام التعليم التفاعلي، والتفاعل مع الطلاب داخل الفصل، يتحسن الأداء في كل المؤشرات -- في الحضور، في المشاركة والتعلم كما تم قياسه عبر اختبارات معيارية. |
Duyurulduğu üzere, Mitch Morgan. | Open Subtitles | (ميتش مورغان)، كما تم الإعلان عنه |
Tanıtıldığı üzere, Mitch Morgan. | Open Subtitles | (ميتش مورغان)، كما تم الإعلان عنه |