Kaydettiği ne varsa elimizde, ama mesele şöyle ki umduğumuz kadar ilerleyememiş. | Open Subtitles | كل شيء خزنه حصلنا عليه لكن المشكلة انه لم ينجز كثيراً كما كنا نأمل |
Kilisenin mallarını gasp etmemiz, umduğumuz kadar yararlı olmadı. | Open Subtitles | الاستيلاء على ممتلكات الكنيسة لم يكن مربحاً كما كنا نأمل. |
Pekâlâ, umduğumuz kadar ölü olmayabilir. | Open Subtitles | . حسناً . أنة ليس كالموتى كما كنا نأمل - |
Otomasyon ve personel azaltma konusunda umduğumuz kadar ilerleyemedik. | Open Subtitles | -لم نتقدم -في آلية العمل وتقليص العمالة كما كنا نأمل |
Bak, işlerin umduğumuz gibi gitmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمور بيننا لم تعمل كما كنا نأمل |
İnsanlar umduğumuz kadar cömert değildi. | Open Subtitles | لم يكن الناس كرماء كما كنا نأمل |
İnsanlar umduğumuz kadar cömert değildi. Bu doğru değil, Elsa. | Open Subtitles | لم يكن الناس سخاء كما كنا نأمل |
umduğumuz kadar muhteşem değildi. | Open Subtitles | لم يكن تماما كما مذهلة كما كنا نأمل. |
umduğumuz kadar yakın olmayabilir. Bulmuş olmalılar. | Open Subtitles | -ليس قريباً كما كنا نأمل . |
Korkarım ki işler umduğumuz gibi gitmedi. | Open Subtitles | أخشى أن الأمور لا تعمل كما كنا نأمل |
umduğumuz gibi değil, Linus. | Open Subtitles | لم تكن كما كنا نأمل يا لاينوس |
[Kabak Çöpü Parçası] (Gülüşmeler) [Fıstık Ezmesi Balçığı] [Çilek Kreması Hastalığı] (Gülüşmeler) Bu tatlar umduğumuz gibi lezzetli değiller. | TED | (استراحة قمامة اليقطين) ضحك (صلصال زبدة الفول السوداني) (مرض قشدة فراولة) (ضحك) هذه النكهات ليست لذيذة كما كنا نأمل أن تكون. |